Thunder Dinleye Dinleye Akan Zaman


Şehir ve Kadın serime en sonunda başlayabildim ve iki yazı yayınladım bile. Daha fazlası da yolda. Çok keyif alıyorum yazarken.Her olaya bunu nasıl yazıya dökebilirim diye odaklanıp, notlarımı alıyorum.Kendime resmen görev bildim diyebilirim.

                                         

Bu iki hafta baya yoğun-yorucu-arada can sıkıcı-arada neşeli ama güçlü geçti. Yalova-Kütahya ve Eskişehir seyahatlerim vardı.Yollar, yeni yüzler ne kadar iyi geldi anlatamam size. Yalova zaten rutin olarak çok sık gittiği bir şehir oldu artık. Ama Kütahya'ya hiç gitmemiştim. Küçük ama sevimli bir şehir sanki. Ve benim güzel Eskişehir'im. En çok burada kaldım zaten. Aslında sırf Varuna'ya gelmek için bile gelebilirim bu şehre. Bu sefer Odunpazarı vs gezmedim. Daha çok şehir içinde ve mekanlarda takıldım.Ama her akşamı Varuna'da kapattım diyebilirim.Çünkü enerjimiz var, çünkü genciz, çünkü neden olmasın. Hayatımda gördüğüm en iri ve miskin kediyi de görmüş oldum bu arada. 




Dün gecede değişik bir bride partisi yaptık. Canım kuzenim evleniyor. Bir Bungalov kiraladık. Doyasıya eğlendik, doyasıya. Sabah bizim için olmadı resmen. Artık ne kadar içtiysek şuan nane-limon içiyorum. Mideler pert.



Hatırlar mısınız bilmem ama geçen sene bir ara elektronik aletler ile sınanmıştım.Hehhh işte bu senede, son dönemde öyle bir sınanma yaşadım sanki. Sevgili anneciğimin yeni aldığı ve hatırı sayılır bir rakam ödediği ütüyü daha ilk denemem de (yani kutuyu ben açtım) düşürdüm ve seramik ucu kırıldı. Çok ağır bir ütü olduğu için parkeyi bile yerinden kaldırmış. Ondan bir müddet sonrada bir Avm tuvaletinde telefonumu düşürüp ekranını patlattım.Allah'tan telefonu birkaç saat içinde yaptılar.  Nazar mı çıktı, kem göz mü ne denir buna 😎

Duygusal olarak da sınandım.Yani böyle yazamayacağım kadar komik, absürt bir o kadar da yakışıksızdı ki anlatamam. Ama bu sınanmanın sonunda her zaman ki şüküre bağlandım. Böyle bir anne ve babaya sahip olduğum için bin kere ama bin kere şükür ettim. Tüm aileme sahip olduğum için yüz bin kere şükür ettim. Sevmek sevilmek çok güzel. Ve gerçekten hiç sevmeyen hatta sevilmeyenler bu duyguyu anlayamazmış bunu da anladım. Oğlan dayıya kız halaya derlermiş onu da tecrübeledim. Lol.

Çok güzel bir kişisel gelişim seminerine katıldım adı "Kişisel Gelişim Üç Renk: Beyaz – Siyah – Mor (Hayaller – Gerçekler – Aksiyonlar)". Her rengin verdiği değişik duyguları öğrendim. Ve hoca ikinci derste bir test yaptı. Sonuçlar hepimizi şok etti. Birkaç tane şekil gösterdi ve bu şekillerin size ne hissettirdiğini soyut olarak tanımlayın dedi. Bir tane şekil vardı ki asla ne anlama geldiğini bilemezdim.Verdiğim cevap benim bile kendime itiraf edemedim bir şey olabilirmiş. Değişik düşünme teknikleri de öğrenmiş oldum. Eğitmenimiz de inanılmaz tatlıydı. Mesela psikoloji de Atatürk tekniği diye bir yöntem varmış. Hiç ama hiç duymamıştım.Canım Ata'm. Tekniğin içeriğinden bahseden yazı linki budur efenim.

Atatürk Yöntemi


Can dostum, biriciğim şehrimize geldi. Şimdi bol güneşli ve kahkahalı ve sohbetli anlar bizi bekler. İnsanın biricik dostunun aynı şehirde olduğunu bilmesi bile ayrı bir güven yahu.

Güzel şeyler oluyor ve olacak. Sadece şükür ve minnet gerekiyor. Bazı anlara şahit oluyorum ve direkt ne kadar şükürsüz ve daha daha da fazlasını isteyen insanlar olduk diye düşünüyorum. Bir dönem meditasyonla birlikte minnet etmeyi çok güzel alışkanlık haline getirmiştim. Ama artık kulağımda hep olacak, her anıma, herkese, sevene sevmeyene şükür... Yol akıyor zaman dönüyor... Ve bu hayat inanılmaz!



Ortamlarda Satılacak Bilgi şahane podcastler yayınlama devam ediyor. Bazılarını tekrar tekrar dinliyorum.Keşfetmeyen kalmasın aaa dostlar.


Çok haklı biri

Son zamanlarda en çok dinlediğim ise Imagine Dragons-Thunder 😍


Sevgiler.

Dada

Yorumlar

  1. Sondaki resimdeki söz öyle ama öyle doğru ki ve aksilikler neden bir tek olayla kalmaz da üçer beşer gelir. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi ama yahuu :)O söze bende bayıldım :)

      Sil
  2. Sondaki alıntıya ben de katılıyorum. Sizin yazınızda bahsettiğiniz sevmek ve sevilmeye dair kısma da katılıyorum. Bazıları tüm bunların ne anlama geldiğini bilmiyor. Dahası, bilmediğini bile bilmiyor. Bu yüzden de öğrenemiyor.
    Ne güzel dolu dolu zamanlar geçirmişsiniz. Güzel bir hafta dilerim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle bilmiyorlar. Sevmeyi ev sevilmeyi hiç tatmadıkları için gerçekten birbirini seven-sevebilen insanlar gördüklerinde dehşete kapılıyorlar :)

      Sil
  3. Sondaki alıntının doğru olduğunu düşünüyorum kesinlikle fakat olayın içinde bulunan kişi özne değil nesne bile olsa o an anlamayınca ipler daha da geriliyor iki taraf için. :)
    En iyisi dert edinmemek veya edinmemeye çalışmak. Tabii elimizden geldiğince. :)

    YanıtlaSil
  4. Eskişehir'e bir kez gittim ve bayılmıştım.

    Kuzeniniz umarım mutlu oluur, ve evet, akşamdan kalma olayı en kötüsü :D

    Cana geleceğine mala gelsin ya, bende de var biraz sakarlık. Hiç unutmam zamanının en pahalı kulaklıklarından birini almıştım. Makasla kutusunu açayım derken kablosunu kesmiştim :D

    Aile, evet. Bu devirde iyi bir ailenin çocuğu olmak büyük bir şans...

    Son söz, evet. Kesinlikle doğru...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kablo kesmek fenaymış :) Bunu birkaç kişiden daha duydum sanki.Çok teşekkür ederim. Eskişehir çok başka bir şehir. Ve evet aile,dostlar insanın en büyük şansları...

      Sil
  5. :) hepsi keyifli ve eğlenceli idi anlattıklarının ama en güzeli seyahat ve bungalov eğlencesii :)

    YanıtlaSil
  6. Ne güzel bir yazı <3 İçinde hayata dair her şey var.. Sadece iyilik, güzellik aktarmıyor, olabilecek ve gerçekleşmiş kötü şeyleri de ve onu görecek farklı bakış açılarını da. Bravo... yazının sonundaki alıntı cümlenin doğruluğu su götürmez gerçektir. :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız beni geliştirir.

Popüler Yayınlar