Summer 23

Tatiller bitti ve ben ancak bloğa yazı yazabildim. Dinlenmek ne çabuk bitiyor yahu. Maratonumuza tekrar geri döndük hemde eskisinden de hızlı. Ama ben size güzelliklerden bahsedeyim biraz. 

Ada sever Dada soluğu Avşa adasında aldı. Geçen sene çok beğendiğimiz için bu senede orayı tercih ettik. Aşırı eğlendiğimiz ve dinlediğimiz bir tatil oldu. Bol bol yüzme ve okuma yaptım. Bir güzelde yandım. Benim gibi baya beyaz tenli hatta birinin biblo gibi dediği insan ne kadar yanarsa işte. Ama devamı gelecek. Bronz ten severiz. 

Geçen sene de ziyaret ettiğimiz şarap fabrikasına ve bağlarına gittik. Leziz tadımlar yapıp, kedicikle oynayıp, muhteşem manzaranın tadını çıkarttık.  Ve geçen senede tercih ettiğimiz Vedat Milor serilerinden aldık. Çok ama çok keyifliydi. 

Biz ailecek Beşiktaşlıyız. Hatta koyu taraftarız. Avşa'da kulüpleri ve gece eğlencesi ile meşhur. Duyduk ki Pascal Nouma en büyük kulübe geliyormuş. Kaçırır mıyız? Tabi ki hayır! Hemen biletler alındı. Yani burada paylaşamayacağım bir sürü deli an yaşandı o sahnedeyken. Dans edip içkinin dibine vurduk. Sonra da üstüne bu zamana kadar yediğimiz en kötü kokoreçleri yuvarladık. Biz döndüğümüzde sabah olmak üzereydi. Tadını sonuna kadar çıkarttık diyebilirim. 

Tatil bittiğinde hem yemeye hemde içmeye doymuştuk. 

Bazı şeyler araya hasret girince kuvvetleniyor. 

Güzel hasretli kavuşmalar yaşandı. Doyasıya keyiflenildi...(lol)

Yaşadığım şehirde bir mezeci keşfettim ki muazzam. Leziz ve süslü süslü türlü türlü meze yapıyorlar. Yazın en güzeli hafif yemekler. Karpuz kavun, soğuk içecekler birazda yoğurtlu mezeler ile sezonu kapatabilirim. Fotoğrafta gözüken şarap kadehinin yanındaki zeytinler var ya, tek kelime ile müthiş.Şarabın yanında da çok güzel eşlikci oldu. Yapanın emeğine sağlık.

Olumsuzluklardan bahsetmeyeyim dedim ama insanların,yaşanan acıyı fırsat bilip çıkar sağlamaya çalışmalarına gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Neyse...

Tatil boyunca insan bir sürü karar alıyor.  Toksikler kışkış mesela. Valla ya toksik olan herkes her şey kışkış lütfen. Ben bıktım toksik insanlardan. Her yerde hem işte hem başka yerde. Teyzecim benim, atasözleri ve deyimler kılavuzu gibidir. Aklıma ne zaman bir deyim falan gelse teyzem belirir gözümün önünde. Ve evet "akıl yaşta değil baştadır". Yetişkin olmak var birde yetişkin bir birey gibi davranmak var.  İkisi çok belirgin bir çizgide ayrılıyor. Yaş sadece bir rakam da, büyümenin olgunlaşmanın ve hayatına kurgulamanın rakamla alakası yok. Örnekler uçuşuyor bla bla bla...

Geçen gün şöyle bir not almışım; kötü insanlara iyi davranmadığınızda siz kötü olmazsınız.

Neyse hayat iyi kötü devam ediyor. En yakın arkadaşım evlendi. Bol göbek atmalı bir kına gecesi yaptık. Bir ara halay başıydım. Ama benim olacağım tek halay başı gelin-damat halayı olur. Elimde mendil arkamdakileri coşturuyordum. Kınamızı yaktık, kızımızı mutlu mesut evine uğurladık. Nikah günü ise son hızla konvuyu yakalamaya çalışırken bir anda önüne geçtik ve beklemeye başladık. Biz çok alemiz çok. Sonra onları ikinci kere evlerine uğurlayıp Kadıköy'e içmeye kaçtık. 

Bu hafta ise yine yoğun tempolu başladı ve devam da edecek. Blog yazılarını okuyorum.  Sevgili Ceren'in Prensesten Mektuplar serisi çok güzel. Favoriye kaydettim her gün bakıyorum.

Böyle işte sevgili blog. Havalar sıcak içimiz serin şükür. 

Dada