Ortak Dilekler

Her şey çok güzel olacak mottosuyla ve umutla dolaşıyorum bir haftadır. Umudumu kırmadan herkese neden umutlu ve kararlı olmamız gerektiğini anlatıyorum, anlatamasam da çabalıyorum. Evet zor, ama zor olan daha zevkli. 

Peki ben neler yapıyorum, neler hissediyorum... Seçim vs derken kendimi de iyice unutmuş değilim. Mayıs ayının başında hıdrellezdi. Bende dileklerimi kocaman bir kağıda yazıp, tabi 13. cumhurbaşkanı dileğimi de ekleyip güzel bir gül ağacının altında gömdüm. Adamcağız güllerini telle çevirmiş, bende karanlıkta görmedim, telin tekini kafama bir güzel geçirdim. Dileğimi gömerken sevgili kediciklerde yanımdaydı. Onlara da sakın ben gidince eşelemeyin diye yalvardım. Sabah olunca da heyecanla gidip sakladığım yerden çıkardım. O gün zaten deniz kıyısı bir yere gidecektim, tam denk geldi. Usul usul yağan yağmurun altında sahile yürüdüm. Baktım iki genç kadında  denize dileklerini atıyor. Selaamm dedim bende geliyorum.Kayalardan atlayarak onlarında yardımı ile yanlarına ulaştım. Ama gariplerim üzgündü. Dilekleri batmamış birinin ki de sandala takılmış. Diğeri "abla batmadı ya, takıldı baksana, dileğim kabul olur mu" diye sordu masumca. Dedim senin niyetin önemli.İçinden geçene ve samimiyetine güven. Bir ohhhh çekti. Sonra onların yardımı ile bende denize bıraktım dileklerimi. Bir müddet üçümüz, üç farklı yaşlardan kadın, hayallerimizin ve dileklerimizin denizin üstünde süzülmesini izledik. Vedalaştık, teşekkürleşip, ayrıldık. Küçükten büyüğe biz kadınlar çok farklıyız, kesin. Hayallerimiz ve umutlarımızın gerçekleşmesi için yapamayacağımız şey yok.

Hafta içi çok neşeli bir etkinliğe katıldım. Hem cilt bakım hakkında bir şeyler deneyimledik, hem uyguladık hemde yüz yogası öğrendik. Harikaydı. Mis gibi tütsü kokusu eşliğinde çalışkan ama kendine de bakan kadınlar olarak keyifli vakit geçirdik. Sevgili marka sahibini ise ayrıca tebrik ederim. Çok uzaklarda farklı bir çiçeği gördüğü için mutlu olan, şükür duyan ve bunu başarılı bir markaya dönüştüren başarılı ve samimi kadın,bravo.!

Migros ve Makro'larda satılan bir balkan çöreği var. Bu sıralar ona sardım. Çok lezzetli. Tam kahvaltılık. Bulduğum her yerde ona koşuyorum. Ve yine Migros sushi satmaya başlamışş. O da tam mezelik aslında. Yani biz öyle karar verdik :) Çünkü tam bir sushi tadı yok ama can çekince bir de içki ile güzel gidiyor.

Biraz şaraba dadandım.Çünkü bahar geliyor, çünkü neden olmasın. Diyorum ya, bahar benim içimde.

Yemek yemeyi çok seven ama çok fazla pişirmeyen biri olarak. Dün güzel yemekler yaptım. Yiyende beğendi, daha ne olsun. Diyorum işte canım isterse yaparım ki :)

Dün çok sevdiğim bir dostum ile buluştuk. Birbirimizi öyle güzel anlıyor ve seviyoruz ki. Her gün görüşmemize gerek yok. Kalplerimiz hep yan yana gibi. Sohbetlerimiz doyumsuz, zamansız..Hayallerimiz ortak ve neşemiz, kahvemiz kadehimiz sonsuz... Şükür.

Bu hafta hep dostların arasındaydım aslında. İnsanın gittiği her yerde dostunun olması da ayrı bir şans. Hızlı ve umutlu bir dönemdeyim. Olumsuz şeyler olmuyor mu, oluyor elbet. Ama ben o kadar neşeye ve güzelliğe odaklıyım ki. Müzik dinlerken bile slow değil cistak cistak.

Olabildiğine hareket etmeye çalışıyorum. Koşu bandına düzenli çıkmaya başladım. O da iyi geliyor aslında ruhuma. (İnstagram da bir arkadaşım bilmeden gazlıyor beni)

Bu akşam gidebilirsem bir seminere katılacağım.Bakalım.

Her şey güzel olacak. Umut etmekten vazgeçmek yok.

Dada