Okumak Okumak Okumak

 

Fark ettim ki uzun zamandır kitap yorumu yayınlamıyorum. Aslında okuyorum ama yazmaya fırsatım bulunmuyor. Daha önceki yazılarımı okuyanlar bilir, ben bir yazar bağımlısıyım. Eğer yazarı keşfedip okumaya başladıysam ve içeriğini de beğenirsem, tüm kitaplarını alıp okumaya çalışırım.Son zamanlarda istemsiz de olsa elim ve aklım kadın, aynı zamanda da feminist yazarlara gidiyor.  Simone De Beauvıor'de tıpkı böyle bir seçicilik ile edinildi. Dilini, yazma tarzını, hikayeleştirme yeteneğini ve insanın en içinde bulunan gizli yerlerini bile yazıya dökebilmesi ile beni kendine hayran bıraktı. Aslında kitapçıda gezerken yazardan önce kitap ismi beni cezbetmişti, yazarını da görünce hemen almıştım. Geçen hafta okuma sırası kendisine gelmişti ama arada sınavlar falan olunca, pek de elime alamamıştım. İki gün önce bitirdim, hemde yolda. Yolda bitirdiğim kitaplarımı ayrı bir seviyorum. Kitabın adı Yıkılmış Kadın. Üç adet öyküden oluşuyor.Üç farklı kadının, günlük tarzında yazılmış iç dökmelerini okuyorsunuz.Beni en çok etkileyen son öykü olan kitabında adını aldığı Yıkılmış Kadın oldu. Zaten en uzun olanı da bu. Kadının iç hesaplaşmasını, aslında suçu karşı tarafta ararken, sonunda tüm hatanın kendinde olmasını, çevresinin de kedisine olan yaklaşımıyla anlamasını okuyorsunuz. Çoğu kadının kendinden bir parça bulabileceği muazzam bir öykü. İlk iki öykü ise yaşlılık dönemindeki kadınların kendileri ve toplumla, hatta aileleri ile hesaplaşmalarını okuyorsunuz. Onlarda gayet başarılı ve bizden. Bahsettiğim gibi son öyküde özellikle elimden bırakamadım. Yazarın diğer kitaplarını da edinip en kısa zamanda okumaya başlayacağım.Bu kitabını tavsiye ederim.

İkinci taze biten ise Heybeli Sahaf'tan aldığım 1967 basım olan Kadında Eksiklik Duygusu. Bakın yine adında kadın var. (lol) 50 sayfa olduğu için bir akşamda bitti, zaten yarısını aldığım gibi yolda okumuştum. Bu kitap Dr . Günsel Koptagel tarafından yazılmış. Kendisini daha önce hiç duymamıştım. Teorik bir kitap. Bolca Freud'dan ve tespitlerinden bahsediyor. Çocukların erkek-kadın olarak nasıl yetiştirilmesi gerektiği ve doğru eğitilmezlerse ne gibi psikolojik travma ve hastalıklarla mücadele edebileceği konularına değiniyor.Yurt içi-yurt dışı hastalarında da minik öykü tarzında hikayeler anlatıyor. Baya etkileyici bir kitap. Çağımızda sanırım bahsettiği çoğu hastalığın teşhisi farklı konuyor ve isimleri de farklı ama çıkış noktaları hakkında fikir sahibi olmak önemli. Psikologların "bana çocukluğunuzdan bahseder misiniz? " diye sormasının sebebini iyice anlamış oldum diyebilirim. Tavsiye edemiyorum çünkü piyasada bulanacak bir kitap olmadığını biliyorum.

Şehrimizde kitap fuarı var. Bu sene ikincisi düzenleniyor. Pek başarılı değil, hatta hiç değil ama biz yinede bir bakalım diye annemle bu akşam uğradık, yanılmadık. Yinede üç adet kitap almışız. Açılışı İlber Ortaylı yaptı ama işte olduğum için gidemedim. Onun son kitabı olan İnsan Geleceğini Nasıl Kurar'ı aldım. Yine bir kaç yazı öncesinde Doğan Cüceloğlu'na merak saldığımı ve dinlediğimi yazmıştım. Onun  Var mısın ve Gerçek Özgürlük  kitaplarını aldık.Hangisinden başlasam inanın seçemiyorum şuan. Üçü de masamda bana bakıyor.Elimde başlamam gereken başka kitaplarda var. Birazdan karar veririm diye tahmin ediyorum.

Arada okuduklarımı yazayım ki, benimde aklımda kalsın. Bazı zamanlar ben bile unutuyorum ne okuduğumu. 

Not: Anlıyorum ki bloğum, blog yazılarına meraklı olmayan insanlar tarafından da okunuyor. Benden tavsiye,okuduklarınız hoşunuza gitmiyor ve rahatsız oluyorsanız okumayın!