Dostluk Üzerine
Dostluk kavramı üzerine düşünüyorum günlerdir. Birinin kulağıma birkaç kelime fısıldaması ile içime düştü de diyebilirim aslında.
Kendi seçtiğimiz kardeşlerimiz gibi klişelere girmek istemiyorum. Durumu daha farklı bir yere getirmek amacım. Kendi ruhumuza en yakını seçmemiz, hatta eşleşmemiz olarak yorumlamak istiyorum. Ruhların eşlemesi diyelim o zaman, ruh eşi değil ama. Eşleşme kelimesi daha çok yakışıyor. Çünkü gerçek dostlarımızla bazen öyle anlarda eşleşiyoruz ki... Ahhh!
Bazen dost zannettiğimizi, koşulsuz sevgi ve saygı ile bağlandıklarımızı aslında sırf "dost" kelimesine yakışsın diye hayatımızda tuttuğumuz oluyor. Aslında bağlanmada olduğu gibi bir şeylerin adabındandır diye sürdürüyoruz. Fakat hani bir çantayı doldurur doldurur doldurursunuz, artık böyle kenarlarından iplikler çıkmaya başlar. Patlamaz aman malı kıymetlidir derken, bir bakarsınız en olmayacak ve onarılmayacak yerden patlar ya, hani elinizde kalır. Eee noldu şimdi buna diye ufak bir şok yaşarsınız. Aynı öyle işte. Malzemesi sağlam diye güvenilmiyor, en olmadık yerde hiç ummadığın anda tüm içine tıkıştırdıkların adeta patlayıveriyor.
Ama tam tersi olanı da var. Sağlamlığını hiç sorgulamadığınız şeyler mesela çok daha dayanıklı ve faydalı olabiliyor.
İşte böyle dostluklar var. Sorgulama yok, yargılama yok, endişe yok... Bazı duygular hiç oluşmuyor. Mi acabalara bile denk gelmiyorsunuz. Sadece dostluğunuzun keyfini çıkartıyorsunuz. Ne kadar güzel değil mi... Birkaç yıldır yüz yüze görüşmüyorsunuz, ama irtibatı da çok sıkı olmasa da kopartmıyorsunuz. Hallerinizi, durumunuzu anlıyor ve sadece destek oluyorsunuz. Bak şimdi buna ne iyi gelir biliyor musun deyip, çat buluşuyorsunuz. Ama öyle "bakarız-haberleşiriz" gibi diyaloglar ile değil. Şu gün, şu saatte oradayız diye. Ötesi berisi yok, kim teklif ettisi, buluşunca nereye gideceğizi yok...Dünyanın dönüşü gibi adeta, kendiliğinden oluyor her şey.
Bir bakıyorsun elinde çiçeği ve seveceğini düşündüğü kitabı da almış bekliyor seni. Evet evet elinde çiçeği ile orada bekliyor seni. Uzaktan elinde çiçekleri ile seni bekleyen dostunu görünce kahkaha mı atsan, göz yaşına mı karışsan karar veremiyorsun ve kahkahalarımız bol olsun deyip ağız dolusu gülmeyi ve kucaklaşmayı seçiyorsun. Saatler geçiyor, çantadan bir kadın yazarın hem de çok uzun zamandır merak ettiğin bir yazarın kitabı çıkıyor. Sana getirdim, şimdi bunu okumalısın diyor. Yine ağlasam mı, sarılsam mı derken sittir et ağlamayı, sarıl doya doya diyorsun. O anlatırken sen sadece dinliyorsun, araya gireyim bende bende diyeyim diye lafı beklemiyorsun. Dinliyorsun... Sonra o seni dinliyor, aynı şekilde sessizce dinliyor.
İşte o zaman anlıyorsun... O senin ruhunun eşleşmesi. Çünkü seni yargılamayan, seni sadece anlayan ve iyileştirmek isteyen biri sadece kendin olabilirsin. Aynı bana "ben" gibi davranıyor diyorsun. Bakıyorsun sende ona "o" gibi davranıyorsun. Hatta sana "sen" olarak iyileş diye geldim biliyor musun hissini aşamıyorsun...
Dostluk-arkadaşlık adına ne dersek diyelim, o kadar ama o kadar sihirli ki... Seni senlikten çıkaranı da olabiliyor ama seni sen yapanı da.
Aynı yazarı aynı anlarda takip etmek, habersizce... Bir konserde şarkının aynı yerinde boğazın yırtılırcasına bağırarak aynı cümleleri seçmek, hatta aynı duyguları yüklemek ona. Okuduğun kitapta aynı satırların altını çizmek...Bir dizinin aynı sahnesine meftun olup ağlamak. Gitmek isteği, kalmak isteği, varlık ve yokluk hissi hep aynı yerde....
Bu his ve eşleşme bence aşk-evlilik ilişkilerinde olmaz. Çünkü beklentisizlik ve olağanlık bu işin özünde kanaatimce.
Ruhunun eşleşmesi olan dostlarını bulanlar ne şanslı(yız). Onlar varken hiçbir şeyden korkmuyor insan değil mi? Bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda insan, bir ülke insanın vereceği güce denk geliyor ve güvende hissettiriyor. Ve bu güven hissinin verdiği konfor inanılmaz güzel...
O zaman ne yapıyoruz, onlar ve bizler hayatlarımızda var olduğumuz için minnet duyuyoruz 🙏
Bin şükür, çok şükür diyoruz.
İyi ki varlar ❤
Onlardan biriyim.. ben gibi sen olanlara.. şükür.. <3
YanıtlaSilYazına eşlik eden görsellere bayıldım.. :)
Eline sağlık yazı için.
örnekteki, çiçek kitap getiren dost iyiymiş, şanslısın tebii :)
YanıtlaSil