Günlük 19 (Anımsananlar)

                                       

Merhabalar sevgili arkadaşlarım.

 

Bir hafta nasıl geçiyor anlamıyorum bazen. Ne zaman pazartesi oldu işe gittik geldik, şimdi de pazar günündeyiz.Hayat biz bir şeyler ile uğraşırken nasılda hızlıca akıp gidiyor değil mi?

Bir sabah uyanıyoruz ülkemizde bir sürü şey değişmiş mesela. Siz uyurken birileri sizin adınıza kararlar almış.

 

İşler güçler yoğun bir haftaydı. Malum kursumda açıldığı için başka bir mesaimde var artık. Eve geldiğimde ders çalışıyorum. Geçen hafta da yazdığım gibi koşu bandına çıkmaya başladım. İyi de geliyor. Günlük 10 bin adımı yakalamaya çalışıyorum. Bazen oluyor bazen ise 7-8 bin de kalıyor. Dil kursuna gittiğim için özellikle yabancı şarkıları dinlemeye çalışıyorum. Koşu bandında takıyorum kulağıma kulaklığı açıyorum son ses yabancı müzik, hem dinliyorum hem de adımlıyorum. Mesela Billie Eilis diye bir kadın varmış baya da meşhurmuş ama ben daha bu hafta keşfettim. Bayıldım şarkılarına Spotify listemde dön başa onun şarkılarını dinliyorum. Lonely ve When The Party’s Over favorim. Genelde eski şarkıları dinlerdim ama arada yenilere de şans vermek lazım.İki gece önce kuzenlerim bizde kaldı. İki şişe şarap bir şişe de tekila  getirmişler. Gecenin bir yarısına kadar oturduk sohbet muhabbet içtik eğlendik.Yaşıt kuzenleriniz varsa şanslısınız. 

Dünde başka kuzenim yani teyze kızı ( kendisinin dünya tatlısı bir kızçesi var) o geldi.Sevdiğim bir kafeye gittik oturduk kahve içtik, dertleştik. Onunla da bayadır baş başa kalamamıştık iyi oldu. O anlattı ben dinledim, ben anlattım o dinledi. Resmen iki saatlik bedava terapi yaptık.Karşındakini dinlemek ama sadece dinlemek yargılamamak o kadar önemli ki.Kuzenimle böyle bir bağımız var ve  asla kopmayacak, dün bunu daha iyi anladım. İyi ki var…

 

Bugüne baya iş bırakmıştım,kahvaltı bile etmeden bazılarını bitirdim. Dolabım aşırı dağılmıştı. Tek tek çekmecelerimi topladım. Sonra güzel bir kahvaltı ve kahve keyfi yaptım. Ütülerim birikmişti onların hepsini ütüledim. Takı çekmecelerim ve cilt bakım masamı baya karıştırmıştım.Yeni aldıklarımı yerleştirdim eskimiş olanları çöpe yolladım. Yine yeni aldığım bir kil maskesi vardı onu uyguladım yüzüme, göz çevreme de soğuk jel şeklinde olan anti-age maske yapıştırdım. Biraz skin care günü gibi oldu. Cilt hassas bir şey dostlarım. Bakımını ertelediğinizde o çizgiler cuk diye oturuverir. O yüzden bıkmadan usanmasan aksatmadan beslemeli, özen göstermeli. Pandemiden  önce kalıcı oje yaptırıyordum çok da rahat oluyordu. Bu sıralar uzamıyor tırnaklarım, çıt çıt kırılıveriyor. Bu hafta biraz özen gösterirsem, haftaya yaptırmak istiyorum.

 

Hava genelde yağmurluydu bu hafta. Bende hiç şemsiye kullanmadan yağmur altında kulaklığımı takıp yürüdüm.Benim göbek adım da Yağmur. Ayrı  severim bu havaları.

Yeni diziye başlayamadım. Şöyle dişime göre de bir şey bulamadım açıkçası. Önerisi olan varsa çok sevinirim. Marteniçkalarımız hala bileğimizde leylek göremedik henüz.Daha da zamanı var tahminimce.

 

Elime bir kitap alıp da okumadım bu hafta. Uykusuz aldım biraz okudum, bu gece onu bitireceğim.Eskiden ne çok okurdum şimdi aklıma geldi. Resmen Penguen arşivim vardı. Hiç sektirmez her hafta alırdım. Bazamın altı karikatür dergisi doluydu. Çok fazla olunca bazıları hariç geri kalanı atmak zorunda kalmıştım geçen sene. Ama yine de hatırı sayılır miktarda vardır. Ahh eski günler ahh…

 

İşte böyle bir haftaydı sevgili dostlarım. Zaman hızla akıp gidiyor. Çoğu şey unutuluyor bense burada zamanda iz bırakanlarımı hatırlamaya çalışıyorum.

 

Sevgiyle…