Firuzan ve Kızları (SON)



Telefonun çalışına uyandı. Bu saatte kim bu arayan diye kalbi hızla çarpmaya başladı. Ekrana baktı tanımadığı bir numaraydı ve Türkiye numarasına da benzemiyordu. Dolandırıcı mı acaba diye düşünürken telefon sustu. Tam yerine koyacakken aynı numara tekrar arıyordu. Bu sefer gerçekten merak etmişti. 

-Efendim.

-Alo Firuzan, Ben Tarık.

Uzun bir sessizlik oldu. Kapatsa mı, yoksa konuşsa mı bilemedi. Tarık da belli ki ne söyleyeceğini bilemiyordu. Gideli yedi ayı geçmişti.Dayanamadı.

-Efendim Tarık?

- Ovvvv.... Şey aslında cevap vereceğini çok tahmin etmemiştim. Şeyy benn.. Eee nasılsın Firuzan?

-Nasıl olduğumun bir önemi yok. Senin de bilmene gerek yok Tarık.Önemli bir şey olmasa aramayacağını düşünüyorum. Bir şey mi oldu?

-Haklısın sana nasılsın diye sormaya hakkım yok. Özür dilerim.Ben şey diyecektim. Eheeemmm. Nasıl söylesem bilemiyorum ki.

-Rahatça söyle Tarık ne söyleyeceksen. Çok vaktim yok işe gideceğim hazırlanmam lazım.

-Uvv tamam doğru. Şey ben Firuzan Almanya dayım. 

Kısa bir sessizlik oldu.Firuzan da şaşırmıştı bu kadar soğuk kanlı olmasına. Belki aylar önce aramış olsaydı bu kadar sakin kalamazdı. Ama şu an gerçekten Tarık çocuklarının babasıydı sadece onun için. Canı yanıyordu ama eskisi kadar acıtmıyordu. Tarık olmadan yaşamaya ve kendi ayakları üzerinde durmaya alışmıştı, yeni bir düzen kuruyordu. Ve çocukları ile de çok mutluydu. Tarık hızla siliniyordu hafızasından. Kendine bakıyor, özenle giyiniyor ve çocukları ile bolca vakit geçiriyordu.

-Anladım.Bunu söylemek için mi aradın?

-Evet. Mektubumda geleceğim yazmıştım ama hamileliği riskli olunca,buraya teyzesinin yanına gelmek zorunda kaldık. Daha iyi bir hastane ve daha profesyonel bir doktor gerekti.

-Aslında Tarık bunları bilmek istediğimi zannetmiyorum. Anlatmana da gerek yok.

-Yine haklısın. Ama bilmeniz gerekirdi. Kızları çok özledim. İnan onlarsız her günün eziyet bana da. Ama bir şeyin içindeyim ve elim kolum bağlı. Onları çok sevdiğimi ve özlediğimi söyler misin?

-Neden kendin söylemiyorsun?

-Yapamam Firuzan seslerini duyarsam dayanamam. Seslerini duymaya bile yüzüm yok şu anda. Ama inan en kısa zamanda geleceğim. İlk fırsatta. Sen beni görmek zorunda değilsin. Ama kızları görmeye en kısa zamanda geleceğim.

-Tamam ben söylerim. Sende gelmeden önce haber verirsin. 

-İzin verirsen arada sırada aramak istiyorum.

-İzin veriyorum Tarık. Bu arada buraya döndüğünde boşanma işlemlerini de halledelim.

-Boşanma mı? Şeyyyy evet. Doğru halledelim Firuzan.

-Var mı başka bir şey?

-Şey var da neyse ben seni de çok tutmayayım. Kızları çok seviyor ve öpüyorum. Sana da çok teşekkür ediyorum. Hoşçakal.

-Hoşçakal Tarık.

Telefonu kapattığında elini kalbinin üstüne koydu.Bir süre kalp atışlarını dinledi. Düzenli ve yavaştı. Heyecanlanmamıştı, hatta şaşırmamıştı bile. Elbet bir gün konuşacaklardı, biliyordu.Belki böyle hayal etmemişti ama olmuştu işte.

Tarık ve yokluğu bile Firuzan'ı üzmüyordu artık. Geçen bunca ayda çok ağlamış, çok isyan etmişti. Ama kızları öyle bir destek olmuştu ki ona. Hayatının en değerli varlığı iki güzel kızıydı.Artık birinin varlığı ya da yokluğu ona dokunmuyordu. Çok güzel üçlü bir takım olmaya başlamışlardı. Kızlar bile eskisi kadar sık sormuyorlardı babalarını.

İnsan birinin yokluğuna alışıyordu. O kişi ölmüyordu ama ölmekten beter bir şekilde ortadan kayboluyordu. Ama insan alışıyordu. Çünkü insan alışırdı. Belki de bu yüzdendi bunca uzun yaşam. Alışamasa nasıl yaşanırdı ki?

Yokluğu acıtsa da , hayat devam ediyordu. Hem birinin yokluğu belki varlığından daha hayırlıydı.Biri kapıdan çıkınca bir çok kişide girebilirdi içeri.Veya onun gibilere sonsuza kadar kapanırdı. 

Önemli olan o kapıyı açanda kapayan da bizdik. Ve hayat bize kime açıp kime sonsuza kadar kapatacağımıza karar verme şansını vermişti. 

Firuzan ve kızları ise o kapıyı onları terkedene karşı kapatmışlardı. Hayatlarının en güzel dersi de buydu belki "tercih edilmek". Tarık diğer kadını ailesine karşı tercih etmişti.Ailesini tercih mevzusu yapmıştı ve onları kaybetmişti. 

Kızların babalarıydı elbet karşılaşacaklar ve görüşeceklerdi zamanı geldiğinde. Ama baba kız ilişkisi olmayacaktı artık asla.

Firuzan bu hikayede hem kendine yeni bir yol çizmiş ve iş yerinde aldığı terfiyle de ayaklarını daha sağlam yere basmıştı. Kızlarda büyük bir olgunlukla annelerine destek olmuşlardı.Böyle zor zamanlarda kenetlenirse insanlar daha da hiçbir şey ayıramazdı onları. Birbirlerinin değerini delicesine biliyorlardı artık.

Tarık arayınca Firuzan daha da bir farkına vardı. Yedi aydır yoktu ve gayet de burada hayatlarına devam ediyorlardı.Devam da edeceklerdi. Yol belki yanlarına yeni arkadaşlar katacaktı, bazılarını alacaktı ama yol devam edecekti.Bu farkındalık iyi geldi Firuzan'a.

Şimdi kızları uyandıracaktı. Onlara çok sevdiğini söyleyecek,mis kokulu öpecekti.

Güzel günler bizim olsun dedi içinden, şükür etti.

                                                                                       SON

Yorumlar

  1. çok güzeldiii ellerine sağlık ^^

    YanıtlaSil
  2. Başından sonuna kadar çok iyi yazıydı.. Eline sağlık.

    YanıtlaSil
  3. eh geçiyor işte bir şekilde üzüntüler hayat devam ediyoor :) son yazımda sevdiğin bişey vaar :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız beni geliştirir.

Popüler Yayınlar