Çuval



Bazı şeylerin mutlu etmesini beklersiniz değil mi?

Peki aslında sizi mutlu hatta musmutlu etmesi gereken şeyler sizi mutsuz ediyorsa ne yaparsınız?

Vaz mı geçersiniz?

Yoksa mutlu olmak için mücadele mi edersiniz?

Diyelim ki mücadele etmeyi seçtiniz? Ya kaybederseniz... Ya o yolda çektiğiniz acılara hiç değmezse ne olur?

Kendinizi boşa mı yormuş olursunuz, yoksa tecrübe mi dersiniz?

Her şey veya herkes için mücadele etmeye değer mi?

Siz biri için mücadele ettikçe küçülmez misiniz?  

Geçen zamana yazık etmiş olmaz mıyız? 

Kim için zaman harcamak doğrudur? 

Gerçekten inanmak gerekir değil mi?

Bilmiyorum, bilemiyorum.Kafam bir çuval gibi. Hangi düşünceye takılırsam içine atıyorum. Çuvalın içine elimi sokmaya çalıştığımda tek tek elime batıyorlar. Bir hışım geri çekiyorum elimi. Bakıyorum parmaklarım yanmış, uçları kızarmış. Günlerce geçmiyor sızısı. 

Sonra tekrar bir cesaret daldırıyorum elimi, ahhh diyorum ,ucunu kesmişim. Günlerce kanıyor durduramıyorum. Bir bakıyorum kendiliğinden kabuk bağlamış, ama izi kalacak.

Bir cesaret çuvalı sallıyorum, hadi diyorum bana iyi bir şey söyle. Vardır elbet bir umut. Büyük bir umutla elimi tekrar sokuyorum içine. Bir şey ısırıyor elimi, zor kurtarıyorum. Bir bakıyorum az daha kopacakmış. Onu da aylarca iyileştiremiyorum.


Uzun süre çuvalıma uzaktan bakıyorum. Orada biliyorum. Beni delicesine kendine davet ediyor ama korkuyorum gidemiyorum yanına. Üstüne ne var ne yok atıyorum. Görmek istemiyorum onu. Hatta varlığını bile unutmak istiyorum. 

Ama onun içindeki düşünceler hareket ediyor. Üstünden onca yükle odanın içinde dolanmaya başlıyor. Hadi sok elini, gel bak buradayım diyor. 

Dayanamıyorum , daldırıyorum elimi.İçini kurcalıyorum. Hiç bir şey yok. Boş,bomboş. Neredesiniz diye haykırıyorum. Kafamı sokup bakıyorum ama bulamıyorum hiçbir şey.

Onları kaybetmişim. Çok korkuyorum. Şimdi ne yapacağım diye düşünüp, tırnaklarımı kemiriyorum. Olumlu , olumsuz, acısa da benimdiniz. Nasıl beni bırakırsınız diye ağlıyorum.

Çuvalımı hep yanımda gezdiriyorum artık. Bütün gün kontrol ediyorum gelmişler mi diye.

Ama gelmiyorlar. Kim nereye götürdü bilmiyorum ama çuvalımı arıyorum ben.


Yorumlar

  1. Düşündürücü bir yazı olmuş öncelikle eline emeğine sağlık.
    Şimdi şöyle bir düşünürsek,bizi mutlu etmesi gereken şey her neyse bizi mutsuz ediyorsa orda bir sorun vardır.Sorun aslında bizizdir.Birşeylere fazlaca anlam yüklememizdir.Ve dahası çokca anlam yüklediğimiz o şeye takıntılı hale gelmemizdir.örnek vermek gerekirse 1970 model bir vosvostan otobanda sol şeritten ışık hızıyla gitmeyi beklemek gibi.halbuki 2020 model bir Mercedes hem daha güvenilir hem daha konforlu hemde istediğin kadar hızla seni varacagın noktaya ulaştırır.duygusal anlamda örnek vermek gerekirse;
    Bir yerde okumuştum aşkla sevgiyi kıyaslıyordu.Aşk için herkes aşık olur,yaşarsın mutlu eder,haz verir ve biter.sevgi ise hep seversin.severken heyecan verir,aşk gibi haz verir,belki üzebilir ama hep seversin.sevgin bitmez.hayatında olsada olmasada karşındaki her kimse hep onu iyi anarsın.ben bu iki kavrama bir de takıntıyı ekliyorum.karşındaki insan her kimse o kişiye iyi veya kötü anlamda fark etmez takıntılı olursan,mutlu oldugunu sanarsın ama seni mutlu etmez,sevdiğini sanarsın ama nefrette beslersin,hep hayatımda olsun dersin ama olunca da sana kattıklarına baktıgında hiçbirşey kazandırmadıgını aksine vaktini,beynini ve enerjini tükettiğini görürsün.Bu sebepten aklının içindekinin çuval oldugunu ve sana yük oldugunu görürsün.
    Neye ne kadar anlam yüklememizde gizli herşey.yani kendimizde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son olarak aşk,sevgi,takıntı hepsi bambaşka duygular.hepsini bir arada kararında tutabilirsen hayattan zevk alırsın.vosvosla sağ şeritten gitmek yeterliyse onunla yetinmeyi bilmek gerek.ben hiçbirşeyden vazgeçmedim mesela.vazgeçmediğim için kaybettim belki onca yılımı onca zamanımı.zaman kavramı bu hayattaki en önemli şey neticede.ama eğer tükettiğin şeyden mutluysan sana ağır gelmez belki çok yorulursun hepsi hepsi o olur.çok uzun bir yorum oldu idare et :)

      Sil
    2. zor algıladım ama yorumun için çok teşekkür ederim.

      Sil
  2. Vazgeçmeyip mücadele etmek, hala umudumuz olduğunu gösterir. Süreç yorucu olabilir ama sonunda ne olacağını kimse bilemez. Daha önce yıkılan umutlarımız, umut etmeyi, sabretmeyi, mücadele etmeyi zorlaştırıyor. Ama değip değmeyeceğini pes ederek anlayamayız. Zaman kaybı olursa da bu bizim seçimimiz olur.

    YanıtlaSil
  3. Umut ederek sürdürürsün mücadeleyi hiçliğe eş olan zamanlar kucaklar seni yine de devam edersin, yalnızca o mücadeleyle sürmüyor yol.. Yolu yol yapan birçok renk var, birçok durak...devam ediyor hayatın getirdikleriyle.. belki de kaybedişlerinle biraz yol kay ettiğini düşünüyorsun...

    YanıtlaSil
  4. Mücadele eden insan için kaybetmekte bir kazançtır. Neden kaybettiğini bilir. Nasıl kazanacağını öğrenir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız beni geliştirir.

Popüler Yayınlar