Günlük 1

Bir günlük serisine başlıyorum. Çok detaya inmesem de, gün gün yaşadıklarımı, daha çok hissettiklerimi yazmaya çalışacağım.

Saat 10:00 gibi uyandım, evde daha kimse uyanmamıştı. Karnım zil çalıyordu bir tane muz yedim, biraz telefonla oyalandım tekrar yattım. Garip, abuk sabuk rüyalar gördüm. Genelde ikinci uykuya yatışlarım da görürüm bu tarz rüyaları. Şimdi ne gördüğümü hatırlamıyorum bile. Saat 12 gibi anemin telefon konuşmasına uyandım. Şaşırdım onu görünce aslında, iş çıkış saati değildi. Meğer bugün 15 Temmuz muş, annemler de yarım gün çalışmışlar, O da telefonda teyzemle çene çalıyor. Telefonda en son teyzeme "Damla kalktı" dedi. Sonra kapattı, kahvaltı hazırlamaya koyuldu. Bende banyoda elimi yüzümü yine iyice köpürttükten sonra kabaran saçlarıma baktım bir müddet. Bazen ne şekil vereceğimi şaşırıyorum. Saçlarımı da yeni boyattım, sürekli toplayıp renginin  kaybolmasını istemiyorum.En iyisi dedim doğal dalgalar yapayım. Kaptım kalın olan saç maşamı, odama geçtim. Yatakta oturarak saçımı yapmayı seviyorum, annem kızıyor her yere saçım dökülüyor diye ama olsun.

Maske taktığımız için eskisi kadar fazla makyaj yapmıyorum. Aslında makyajım olmadan bakkala bile gitmem aslında ben bakkala falan da gitmem. Ama makyajsız da dışarı çıkmam. Maske taktığım için yapasım gelmiyor artık. Bütün maske fondöten, allık ruj oluyor. Bir iki haftadır göz makyajı yapıyorum sadece. Bugünde öyle yaptım. Kalın bir eyeliner çektim, kaşlarımı boyadım, dudağıma da en zor çıkan hatta hiç çıkmayan Maybelline'nin rujunu sürdüm. Annemde o sırada hazırlamıştı her şeyi , kız kardeşimi de uyandırıp oturduk masaya. Ailemle oturduğumuz kahvaltı masalarını çok seviyorum. Hele de annem varsa, muhakkak müthiş bir dedikodusu oluyor. Bu sabahta çok eğlenceli havadisleri vardı sağolsun. Kahvaltı bitince kız kardeşimden kahve yapmasını istedim. İşe gitmeden şöyle güzel bir kahve keyfi yapmak istedim. Buse kahveleri hazırlarken bende Melek kartlarımdan çektim. Yine tam ruh halime uygun kartlar geldi elime. Uzun bir süre onları inceledim ve sonra çantama attım. Kartlarımı yanımda taşımayı seviyorum. 

İşe doğru yola koyuldum. Hava ne sıcak ne soğuk ve bulutlu. En sevdiğim. Sıcaklara dayanamıyorum yalan yok. İşe gittiğimde yoğun bir gün olacağı belliydi ve öyle de oldu. Nasıl tekrar eve dönüş yoluna geçtim anlamadım. Eve dönüş yolunu seviyorum. Yavaş yavaş yürüyorum, hafifte esiyordu, iyi geldi. 

Ruhumun bazen anlamsız yere sıkıldığını hissediyorum. Neden acaba diyorum ama sonuç bulamıyorum. Bir el arada yokluyor beni huzursuzlanmam için sanki. Yürürken bunu düşündüm. Eve geldiğimde pek sevgili, evimizin miniği teyzoşum bizdeydi. Kahve keyfi yapıyorlardı. Aç olduğum için hemen yeğeme oturdum ama önce üç kere ellerimi yıkadım.

Yemekten sonra hafta sonu yapacağımız denize gitme işini konuştuk, bir kaç yer araştırdık, yorumlarını falan okuduk. Bakalım gidebilecek miyiz?

Yemeği biraz sindirdikten sonra koşu bandında yarım saat yürüdüm . Bir yarım  saatte bacak kol vs hareketler yaptım. Ve hemen duş aldım. Koşu bandındayken kuzenim ile telefonda konuştuk. Minik kuzumuz Derin'i uyutmuş onu izliyormuş. Kuzen bir görsen ne güzel uyuyor mis gibi diye yavrusunu seviyordu. Çok hoşuma gitti, eserine, yavrusuna nasıl da hayrandı. Gerçi Derin'e bende hayranım. Tanıdığım en puşt ama en tatlı çocuk. 

Duştan sonra gece bakım serumlarımı sürdüm, kaşıma dövme yaptım. Bir kaç saat sonra soyacağım. Böylece her gün kaş boyamaktan kurtuluyorum,iyi oluyor. Koca bir kase kiraz yıkadım, oturdum bilgisayarımın başına. Hem yiyor, hemde bu satırları yazıyorum. Hızlı bir gündü açıkçası. Koşu bandındayken de düşündüm, huzursuzluğunun sebebini arama Damla, akışa bırak kendini. Yolu elbet bulacaksın dedim kendime. 

Bir film izlerim belki, belki de kitap okurum kararsızım. 

Yazımı yarın görüşmek üzere diye sonlandıracağım, umarım becerebilmişimdir.

Bugünün şarkısı;

https://www.youtube.com/watch?v=1IuPRXWb3Z4