müzik durmasın

Sıcak bir oda, yatağa uzanmış bir kadın... biraz an önce bir bardak şekersiz çay içmiş. bir tane daha içsem mi diye düşünüyor. vazgeçti. yatağına uzandı. en sevdiği şeyi yapmak istiyordu. müzik dinlemek. fakat bu sefer alışılmışın dışında bir seyler dinlemek istiyordu. her zaman kullandığı siteye güvenerek bir kaç kaliteli müzik aradı. biraz zaman sonra istediği tonda birşeyler yakalamıştı. evet çay içmek fikri tamamen aklından çıkmıştı. şimdi sakince müziğini dinlerken günlerdir eline alamadığı kitabını okumaya başladı. bu kitabı çok istemişti. zevklerine çok güvendiği bir dostu tavsiye etmişti. kitabı günlerce aradıktan sonra bulabilimişti ancak. hemen okumaya başlamıştı. arkadaşının bu güzel zevki onu yine mutlu etmişti. zevkli insanları severdi. onlarla sohbet etmek, birlikte birşeyler yapmak, fikir alışverişinde bulunmak hoşuna giderdi. cahil zevksiz ve ukala insanlara tahammülü yoktu. insanları dinlemeyi her zaman severdi, onları anlamaya çalışır, derinliklerinde mana aramaya severdi.. ama cahil ve ukalalara asla tahammülü yoktu. böyle bir insanla karşı karşıya kalınca ya oradan bir bahane uydurarak uzaklaşır, ya da keskin tavrıyla karşısındakini sustururdu. bazen bunlara hiç gerek kalmazdı. bulunduğu ruh hali bedenine hemen yansıyan biriydi. karşısındaki insan yüzünün her mimiğinden onun ne hissettiğini anlardı. o yüzden ne hissettiğini hiç saklayamazdı. anlamayanlar olunca da ne hissettiğini söylemekten hiç çekinmezdi. 
bu huyunu ilk orta okulda farketmişti. çoğu zaman başına dert olsa da yıllar geçtikçe sevmişti bu huyunu. çünkü bu durum ona her zaman kendi doğrularını olduğunu ve ondan asla vazgeçmemesi gerektiğini kanıtlamıştı.

müzik durdu. listenin sonu gelmişti, içinden en sevdiklerini seçip tekrar dinlemeye başladı. sevdiği müzikleri aylarca ardarda dinlediği olmuştu. çok sevdiği bir dostu ile müzik konusunda  iyi anlaşıyordu. hatta bir gün " müzik listemiz aynı farkında mısın " demişti dostu. bu duruma gülmüş aynı zaman da çok mutlu olmuştu. çünkü ona göre müzik insan ruhunun en iyi yansımasıydı. bir insanı dinlediği müziklerden çok analiz edebilirdiniz. dostunun da demek ki aynı ruh hali içinde olması onu mutlu etmişti. 


yavaştan kapı aralandı, babası her zaman ki ne dinlediğini merak edip ona bakmaya gelmişti. 
biraz oda da kaldı ve dinledi. sonra hiç birşey demeden sessizce yan odaya geçti. babası her zaman böyleydi. kızının odasında ne yaptığını merak eder, ara ara odasına gelir gülümser bir kaç dakika odada kalır sağa sola bakınıp sonra sessizce giderdi.
o bu durumdan hoşnut olurdu. babası akıllı bir adamdı ve onu böyle gözlemlemesi onda değişik bir güven duygusu yaratırdı.


saat gecenin bir yarısı olmuştu.. dinlediği müzik bir zaman sonra ruhunda derinde bir yerlerde var olan acıyı uyandırmıştı.... değişik bir durumdu bu. aslında bir soruydu. "ne kadar uzun zamandır içten ağlamıyorum".

aslında şaşırdı buna... durup dururken nereden gelmişti aklına bu soru...

yinede düşünmekten kendini alamadı.. geriye doğru yaslandı. arkasında kocaman bir ayı vardı.
doğum gününde bir arkadaşı hediye almıştı. ve düşünmeye başladı..

evet uzun zaman oldu. duygularımın yoğunluğu yok eskisi gibi dedi. uzun zamandır çok yoğun duygular hissetmedim, o yüzden de  büyük yıkımlar veya çok büyük mutluluklar yaşamadım.
peki neden?
neden bu durumdaydı. kendi bile farkında olmadan bu iki zıt duyguya karşı bir duvar mı örmüştü.
en güzel ve en acı olana karşı doğal bir refleksmiydi bu..
yoksa çok fazla sey tecrübe edinip, taşlaşmıydı..
yooo hayır olamazdı.. böyle bir hissin oluşması için daha çok gençti.
bunu asla kabul edemezdi.
ama neydi.. neden yoğun şeyler yaşamamıştı...
o zaman korkaktı. sonunun her zaman kötü olacağına inanarak yada kendini inandırarak her türlü zevkten kaçınmıştı.
bu olabilirdi. temkinli olmayı her zaman severdi.. mesela yanına su,peçete ve atıştırmalık bir şeyler almadan asla dışarı çıkmazdı. bu onun gündelik hayatta kendini güvenceye aldığı bir pratikti.

ya da diye düşündü tembeldi.. kendini gündelik islerinden sıradanlığına bırakmış her şeyi basitleştirmişti. bunu da sevmedi. daha gençti ve maceraperest olmalıydı. bazı şeyler için mücadele etmeliydi.

müzik durdu. sanki bir anda onunda aklı düşünmeyi durdurmuştu. neyse dedi yatayım, yarın erken kalkmak gerecek. bunları daha sonra düşüneceğim diye aklının bir kenarına not düştü. bilgisayarını fişini çekip ışığıda kapattıktan sonra kendini yatağa attı. yastığa başını koyduğunda çok yorgun hissediyordu... neyse dedi yarın düşüneceğim....




Yorumlar

Popüler Yayınlar