Bir Memnuniyet Meselesi

 


Uzun zamandır yazamıyordum. Aslında uzun zamandır bloğa çok bakamadım. Hem iş hem de başka şeylerin yoğunluğu vardı. Malum yıl bitiyor ve yine söylüyorum nasıl geçti asla anlamadım. Yılbaşı ağacımı kasım başında bizim ufaklıklarla kurduk. Yine bir dolu yeni süs ve ışıklandırma aldım. Şekerci Cafer Erol'a henüz gidemedim fakat en kısa zamanda gideceğim. Emaar'da önünden geçtim, kendimi Kadıköy'e saklıyorum deyip, selam verip usulca uzaklaştım. :) Bir yemek yapma çılgınlığı geldi, hafta sonları hatta bazen içi de bir sürü yeni tarif deniyorum. Ve tam da notta alıyorum hani :) Aşçı annenin aşçı yamağı kızı gibiyim. Kış geliyor içimizi ısıtacak kokteyllerde deniyorum. Hatta birini şimdi yudumluyorum.  Kahve seven biri olarak Bailyes'e takıldım bu sıralar, birde kuzu kulağı ile yapılan ekşi şeyler.... 

Benden özet olarak bu kadar. Gelelim bugün bahsetmek istediğim konuya efenim, buyurunuz :)

İşim gereği çok sık seyahat eden ve farklı şehirlerin, farklı konsept otellerinde konaklayan bir pozisyondayım. Her otelin gerçekten kendine has bir ambiyansı ve çalışan portföyü oluyor. Benim otellerde problem yaşadığım çok nadirdir, hatta yok bile denilebilir. Hatta butik bir otelse sahipleri ile tanış bile oluruz. Arar sorar, şehre geldiklerinde kuaför vs ihtiyaçları olduğunda destek bile oluruz birbirimize. Bizim yıllardır eğitim kamplarımızı yaptığımız bir otel var. Günlerce konaklıyoruz orada. Son iki konaklamamda beni çok mutlu eden ve hatta duygulandıran bir şey yaşıyorum. Çalışan verimliliği onların işlerini severek yapmaları ile paraleldir. Yaptığınız işi ne kadar severseniz motivasyonunuz ve iş yapış, hatta yansıtış şeklinizde o kadar pozitif olur. Makyaj yapmayı seven bir kadınım. Seyahatlerimde de yanımda baya bir malzeme taşıyorum. Sabah makyajımı bitirdikten sonra bazen hızlıca çıkmam gerekiyor ve malzemeleri çantaya koyma işini yetiştiremiyorum. Böyle iki seferde çok şahane ve bence minnoş bir kalbe sahip kat görevlisine denk geldim. Bundan bir önceki kalışımda da yine hızlıca odadan çıktım ve malzemeler lavabonun önünde kaldı. Akşam odaya döndüğümde ise tıpkı bir anne eli değmiş gibi tüm malzemeleri bir havlu serip üstüne yerleştirdiğini gördüm. Hani bu zamana kadar hiçbir otelde böyle bir manzara ile karşılaşmamıştım ve şok oldum açıkçası. Özenle, lavabo kenarında ıslanmasın ve temiz dursunlar diye alıp beyaz bir havlu üzerine yerleştirmişti. Ve ben ayrılana kadar bu hareketine devam etti. Muhtemelen son gün odamı yine o toparlayacaktı ve bende ona minik bir hediye kutusu ile ufak bir not bıraktım. Otel müdiresine de özellikle teşekkürlerimi ilettim. Burada otel yöneticilerinin de etkisinin olduğunu düşünüyorum. Demek ki çalışanlarının hem motive hem de mutlu bir şekilde çalışmasına özen gösteriyorlar. Zaten hepsi çiçek gibi güler yüzlü insanlar. Koca şirket geliyor iyi para alıyorlar ondan böyledirler diye düşünebilirsiniz ama tecrübeyle sabittir, inanın öyle değil. Başka yerlerde de aynı şartlarda konaklıyoruz ama buranın çalışan ambiyansı çok farklı. Bu ayki konaklamamda ise yine toparlama işini yetiştiremedim ve lavabo kenarında kaldı malzemelerim. Akşam asansörde bakalım bu sefer nasıl bir manzara ile karşılaşacağım diye düşündüm. Odaya girdiğim gibi o alana gittim ki ve evet yine yapmıştı yapacağını. Darmadağınık bıraktığım malzemeleri özenle dizmişti. Parfümler bir yere, kalemler bir yere, ten ürünleri ayrı bir yere... Muhtemelen yine aynı kişiydi. Belki de malzemelerden tanıdı belki de o da bana teşekkür etti, bilmiyorum. Yüzünü hiç görmedim açıkçası görmek istemedim, istemiyorum. Hafızamda canlandırdığım bir profil var ve bence o,o. :)  Hani ben senin resmine aşığım sana değil diye bir film klişesi var. Aynı o mesele, ben senin işine hayranım :)

Yaptığın iş ne olursa olsun onu sevmek, ne kadar farklı bir değer katıyor emeğe değil mi? Özenerek, ve elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışarak sadece kendine değil, hiç tanımadığın insanlara da dokunabiliyorsun. Birinin yüzünde tebessüm oluşturmak, memnun etmek hizmet sektörünün altın kuralıdır. Gülümsemek ve gülümsetmek sağlıklı ve uzun bir bağ kurmanın temelidir. Bir havlunun üstüne yerleştirdiğin malzemeler hiç tanımadığın bir kadının tüm akşamını güzelleştirebilir. Özenle dizdiğin, düzenlediğin malzemeler onu çok motive edebilir. Sadece bir malzemeyi dizmek diye baktığımız durum aslında bir çok güzel olayın zincirlemesini başlatabilir. 

Hayat beklenmedik anlarda gerçekleşen güzelliklerin şoku ile ince ince mesaj yolluyor bize. Bende o inceliklerin peşine düşmüş bir hazine avcısı gibiyim, bulduğumda yakalıyorum. 

Hep söylüyorum ben ufak şeylerden çok büyük anlamlar çıkaran ve aşırı mutlu olan, romantik bir kadınım. :) Belki siz bunu gördüğünüzde umursamayabilirsiniz ama benim gibileriniz varsa bizi nasıl duygudan duyguya sürüklediğini iyi bilir. 

Emekle yapılan her şeyin değeri o kadar kıymetli ki o kadar! Hele ki birde hakkını vererek fark edenler varsa tadından yenmez. 

Emeğinizin tadına vardığınız günlere o zaman ❤️

Dada'nız.

Yorumlar

  1. Sanki çok ünlü bir yazarın yeni çıkardığı romanının ilk sayfalarını okur gibi okudum yazınızı içim de umut ışıklarıyla doldu taştı kalemin ilhamımı hiç susmadan devam etsin 🦋🦋🙂🎈

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız beni geliştirir.