Ada Treni Hayal İstasyonu

Ada trenindeyim bu sabah.Biletimi kestirdim, yerim belli cam kenarı. Önce deniz kenarından gideceğiz bir müddet usul usul. Sonra yavaş yavaş yeşillikler başlayacak. Güneş tepeye ulaşmaya çalışıyor ama nasıl kızıl,nasıl kızıl. Bulutlar köpük köpük olmuş bir yanına birikmişler. Sabah sisinin ardından köprü görünüyor. Ne heybetli. Kocaman direkleri ve yayları var. Uzaktan oyuncak gibi ama yaklaşınca devasa devasa. Köprüleri severim. Köprüler her zaman şart. Sahilde tekneler var. Bir ileri bir geri salınıyorlar. Deniz durgun ve pürüzsüz yüzeyi ile yalıyor ahşaptan sandalları. Bir adam tek başına oturuyor sahilde. Oltasını koyu mavi suya daldırmış sabah kısmetini bekliyor. Ya balık? Sonra birden üşümüyor mu diye düşünüyorum. Güneşe dönmüş yüzünü ama yalnız. Belki tuttuğu balıklar arkadaşı olacak. Belki bırakacak tekrar suya arkadaşını. Belki diyorum yada keşke. Yeşillikler başlıyor yavaş yavaş. Bazı yerler koyu kızıl, bazıları soluk yeşil. Ahh, bazı yerler kop koyu yeşil. Güneş ışıkları bin parça dalların arasında. Trende karşımdaki kadın uyuyor. Uyumasa keşke diye düşünüyorum. Bu manzara kaçar mı,şapşal.
Minyatür gibi istasyonlar. Çatısında güvercinler hop oturur, hop kalkar.
Ne şanslı, bir yanı trene bir yanı maviye bakan evler. Ve ne şanslı rayların üstünde çuf çuf giden vagonlarda,hayallere dalanlar. Ben hayal kuramam. Gördüğüm güzellikler bana hayal. İrili ufaklı bungalovlar var yeşilliklerin ortasında. Kahverengi hepsi,tıpkı toprak gibi. Canım toprak kokusu çekti.
Ağaç adı bilmem ben. Kestane gürgen palamut,ha birde ceviz ağacı. Bunlar ne ola ki. Önemi var mı adının? Ben görüyorum ya işte. Hepsi bol yapraklı dev gövdeli kuvvetli ağaçlar benim için.  Sol yanımda göl uzanıyor yavaş yavaş. Karanlık suyu sakin gözüküyor.
Çay ve simit satıcısı vagonda beliriyor .
Yanmış susam koktu her yer. Isırsan çıt çıt ağzında dağılacak. Ama istemem üstüme dökülecek minik minik. Dikkatimi dağıtmadan manzarayı doldurmalıyım zihnime. Yaprakların uçları kızarmış dipleri inatçı yeşil. İkisi yan yana durmuş biri sarı biri koyu yeşil. Gökkuşağı yerde, gökkuşağı ormanda doğmuş bu sabah. Dökülen yapraklar rengarenk bir kilim motifi adeta. Uykusundan uyanmaya çalışıyor şehirler. Biz trenin içindekiler, zamanı aralayarak geçiyoruz yanlarından. Bir bakmışsın varız, bir bakmışsın yokuz.
Güneş soluma denk geliyor şimdi. Ağaçlar kızıla boyamış yapraklarını. Neden hepsi değilde bazıları kızıl ki. Sivri yapraklar, üçgen ve oval yapraklar var.
Yaşlı amcalar yanlarına oturan ile hep sohbet ediyorlar. Ne çok şey var konuşacak. Ama sohbeti keyifli,adam dinliyor pür dikkat. Karşımdaki kadın rüya görüyor gibi. Belki rüyasında yolculukta. Belki de o benim rüyamda yolculukta. Belki de biz rüyalarda yolculukta.
Sahi ben ne görmüştüm rüyamda?

Dada


Manzaram...

Yorumlar

  1. Etkili bir yazıydı. Okurken bir trensever olarak bir kitap geçti aklımdan, biliniyor olma ihtimaline rağmen ya bilinmiyorsa diyerek yine de şuraya bırakıyorum:) Murathan Mungan'ın farklı yazarların öykülerinden oluşturduğu bir derleme. Tren Geçti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç duymamıştım ama kesin bakacağım :)

      Sil
  2. Betimleme okumaktan hiç hazzetmem ama böyle güzel yazılınca insan kendini bir anda orada buluyor sanki... Ne güzel geldi sabah sabah. İşe gelirken yaptığım yolculuğu düşündürdü, o yolculuğun böyle şairane tarafları yoktu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah benimde her zaman değil ama arada böyle yollarım oluyor :)

      Sil
  3. Ya çok teşekkür ederim. Doğanın muhteşemliği beni romantik yapıyor :)

    YanıtlaSil
  4. Etkileyici:) Yılın en sevdiğim mevsimindeyiz.. Keşke hep ekim, kasım olsa bütün yıl:)

    YanıtlaSil
  5. yani bu bir rüya yani de mi :) ada treni deyince büyükadaya tren geldi sandım yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahahah rüya kadar güzel bir hattı var. :) Adapazarı Express :)

      Sil
  6. Çok iyi anlatmışsın, her şey insanın gözünde canlanıyor. Tam huzur ortamı. Fotoğraflar çok güzel. 😊

    YanıtlaSil
  7. fotoğraflar şahane, insanı alıp içine çekiyor adeta... doğanın etkisi herkesi romantik ve sevgi dolu yapabiliyor zaten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi ama :) Çok teşekkür ederim :)

      Sil
  8. Çok naif..Çok keyifli okuttu.

    YanıtlaSil
  9. intenetimden mi blogumdan mı bilmiyorum ama ne fotoğrafllarını görebildim tam nede yazını okuyabildim. Kafamda canlandırabildiğim her yazıyı çok severim ben. Kendim yaşıyor yazıyormuş gibi hissederim çünkü. Geri geleceğim buraya :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklerim hemde çok sevgiyle :)

      Sil
    2. geri geldiiim. Fotoğraflar şahane en sevdiğim yoldayken çekilen fotoğraflar :) yazınla fotoğraflar o kadar uyuşmuş ki sevdiim :)

      Sil
    3. Yaaa çok çok çok teşekkür ederim :)

      Sil
  10. Kafamda canlandı ne güzel anlatmışsınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, yolda çok güzel :)

      Sil
  11. Tren yolculukları benim için çok ayrıdır. Ne kadar güzel betimlemişsiniz öyle siz de...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim içinde öyle. Çok teşekkür ederim :)

      Sil
  12. Fotoğraflar sahiden güzel. Yolculuklara dair ne varsa güzel zaten.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle, çok teşekkür ederim :)

      Sil
  13. Çok güzel yazmışsın eline sağlık, fotoğrafları sevdim. Özellikle bu kısım mis. :)
    ''Yaprakların uçları kızarmış dipleri inatçı yeşil. İkisi yan yana durmuş biri sarı biri koyu yeşil. Gökkuşağı yerde, gökkuşağı ormanda doğmuş bu sabah. Dökülen yapraklar rengarenk bir kilim motifi adeta.''

    YanıtlaSil
  14. Çok güzel emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  15. o trende cam kenarında giden bendim sanki...

    YanıtlaSil
  16. En sevdiğim cam kenarıdır :)

    YanıtlaSil
  17. Fotoğraflar ne güzel görünüyor Dada, uzun uzun baktım nasıl iyi geldi. Yapmak istediğim yolculuklardan birisi tren yolcuğu ve sayende bu fotoğraflarla kendimi hayal edebildim içinde :) emeğine sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız beni geliştirir.

Popüler Yayınlar