Deniz ve Kadın

 


Yazın son deniziydi onun için. Güneş kayalıkların arkasından kızıllığını arttırarak batmaya çalışıyordu. Dalgalar oldukça kuvvetli ve sıktı. Yüzmekten ziyade içinde keyif yapmalık, hoplamalık zıplamalık. Çünkü su mükemmel. Sıcak desen değil, soğuk desen değil. İçinden çıkmak istemeyeceğin ama girerken de endişe ettiren cinstendi. 

Minik adımlarla su ile kavuştu suya ait olan. Derin bir ohhhhh hissi. İlerlerken bile  dalgalar başından aşağı dökülüyordu. Nefesi kesiliyor, sonra muazzam bir enerji ve mutlulukla geri geliyordu. O kadar andaydı ki uzaklardan denize girmeye çalışan kadının ""derin mi" sorusunu bile geç duymuştu. Cevabını verdikten sonra kadın ona doğru, o da kadına doğru yaklaşıyordu. Çünkü dalgalar istemsizce birbirlerine doğru sürüklüyordu. Siyah uzun saçları olan kadın kahkaha atıyordu ama konuşmaya da çalışıyordu. Dalgaların kavuşturması sayesinde bir araya gelmiş iki kadın bir müddet sonra aynılıklarına şaşırıp, durmadan gülüyorlardı. Öyle mi, gerçekten mi, ahhh aynı bende yaşadım, ciddi misin, ne kadar üzücü olmalı, seni o kadar iyi anlıyorum ki...kelimeleri suyun üstünde sekip onlara neşe olarak geri dönüyordu. Öyle derin sohbete dalmışlardı ki güneş batmış, sadece aydınlığı kalmıştı.

İki kadın durmadan konuşurken aniden başka bir kadın beliriverdi yanlarında. Kendini tanıtmadan kocaman gülümsemesi ile onlara katılmıştı. Sanki en başından beri oradaymış gibi. Ve bu kadında aynı şeylerden bahsediyordu. Denizin ortasında üç kadın üçü de aynı... Üçü de bir noktada benzerdi.

Kıyıda onları bekleyenler hadi çıkmıyor musunuz bakışları atsa da, kadınlar çıkar gibi yapıp, dayanamayıp tekrar suya girip sohbete devam ediyordu. Kıyıda bekleyenlerin  muhabbeti merak ettiklerine o kadar emindiler ki, bu durum onları daha da eğlendiriyordu ve daha çok kahkaha atıyorlardı. Daha önce görmüş gibiyim sizi ama görmedim eminim diye sürekli hafızalarını yokluyorlardı. Koca denizde sadece üçü vardı, bir de balıklar. Belki balıklar bile çevrelerinde onlarla eğleniyordu.

Nasıl oldu da aynı dilden ve dilekten üç kadın birbirlerine çok uzak noktalardan gelip denizin dalgasında buluşmuşlardı. En son gelen "bu bir tesadüf değil, ben sizden çok şey öğreniyorum şuan, aynamsınız" diyordu. Diğeri ise deniz ile olan ritüelini anlatırken, mucizelere inanın diye kanıtlarını sıralıyordu. 

Gerçekten mucize gibiydi. Hiç tanışmayan üç kadın sanki yıllardır yan yana gibi özgürce konuşuyor ve eğleniyordu. Kalplerinin seslerini kısmayı tercih etmemiş ve kalplerinden mutlu ve huzurlu olmuşlardı.

İsimlerini sormadılar, adreslerini almadılar. Çünkü anın güzelliğine öyle inanmışlardı ki geleceğe taşımak istemiyorlardı. Denizden çıkmadan üçü de farklı noktalara yüzüp suyla vedalaştılar. Ve en sonda sizi seviyorum diyerek ayrıldılar.

Suda olan suda kaldı. Su aldı götürdü geri getirdi, aldı götürdü geri getirdi. Kalplerinde asla yalnız değilsin gücü büyüdü büyüdü büyüdü...

Ne olursa olsa asla yalnız değilsin, hep senden bir kalp suyun içinde atacak ve senin ona gelmeni bekleyecek...


Sevgiyle.


Dada

Yorumlar

  1. Çok güzel bir anlatım dili. Sade, yalın, içten, duyarlı...
    Bazen rastlantılardır insanları buluşturan ama niteliklerdir kalıcılığı sağlayan...
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız beni geliştirir.

Popüler Yayınlar