Anların Sonu

Yol kimi zaman bulutların üstünde,

Kimi zaman ağaçların arasında,

Kimi zaman ise toprağın altında,

Yol hep var ve yolcuda.

Yolcu başını cama dayar ve hayallere dalar,

Güzel mi, biter mi, sürer mi...

Minikler nasıl kahkalarca eğleniyor ve yine minikler nasıl hıçkırıklarca ağlıyor. Anneler sütün kaynağı, sevginin de. Sütü kesince sana da bağlılığı azalır diyorlar. Anne sütü kesmek istemiyor. Minik sevgisini kana kana içmeli.

Gençler şimdi umursamaz diyor birisi. Ne arar ne sorar diye yakınıyor diğeri. Yakınan haklı, sütü erken kesti belki de. Ya geç kesene ne demeli, onun suçu ne ola ki?

Kızın saçını toplayan kadın çok dikkatli. Birazdan sıkılıp açacak biliyor ama olsun yine de ince işçilikten vazgeçmiyor. Saçı toplanan kızın yüzü ay gibi ortaya çıktı, gözleri nasılda boncuk boncuk, sırıtınca iki gamzesi de derinleşti. Keşke bozmasa saçını.. Ahhh!

Kıvırcık saçlı olan  ufak parmakları ile harfler çiziyor havada. Kime anlatıyor ne anlatıyor bilinmez ama ellerine bakarak hırslı hırslı konuşuyor. Belki dinleyen çok eğleniyor. Susmamasından belli.

Yaşlıca olan tülbendinin kenarı ile terini siliyor. Birisi onunla ilgilense diye tek tek herkesin gözünün içine bakıyor. Bir gözü kazara yakalaması an meselesi. 

Bir diğeri gözlüklerinin üstünden süzüyor ortamı. Bu ne kalabalık amanın bu ne kabalık, bir susmuyorlar, neden susmuyorlar diye içinden homurdanıyor. Gözünden çıkan ateşten belli.

Bıyıklı olanın aklı dün gece yediği karpuzda. Çekirdeksiz diye satılan karpuzda da çekirdek var. Karpuz bile üç kağıtçı.

Kitabın sayfalarını nazikçe çeviren kadın ara sıra kulaklığını kapatıyor ve dinliyor. Uğultu uğultu uğultu. Müzik iyi ki var.

Gözlüğünün camını temizleyen uzun boylu kadın. Güneş kremi sürdüm mü diye düşünüyor. Sürmediyse eyvah ki ne eyvah. Şapkada yok yanında. İnince hemen krem almalı. Güneş kremi önemli. Amanın!

Kafasını cama dayayan kadın bu evler neden bu kadar çirkin diye düşünüyor. Dip dibe, rengi solmuş, sıvası dökülmüş ve ruhsuz. O kadar çirkin ki bazıları, etrafından kuş uçmaz. Kuşlar güzel seçer.

Kuşlar keskin gözleri ile kedi mamalarını hedef almış, alçalıp alçalıp bir tane aşırıyorlar. Kediler yılmış, dönüp bakmıyorlar bile. Ortak mama.

Dilini dışarı çıkarmış, ufak bir okşamaya razı yavru köpek ise kendinden habersiz, sonu için havaya kalkan ellerden habersiz. Dönüyor, kaşınıyor, izliyor. Masum!

Güneş ise en tepede sarının da sarısı rengini almış. Koskoca dünyayı ısıtmaya doymuyor. Her gün daha da mı sararıyor bu!

Rüzgar küsmüş bize, esmeyeceğim banane diye yüzünü göstermiyor.

Bulutlar çok uzaklarda eğleniyorlar pamuk pamuk. Çünkü onların işi bu. Pamuk!

Anların sonu tek bir duyguda hatta fikirde sabitleniyor.

Ahhh ahhh bu ne sıcak, ahhh ahhh biraz esse!

Dada