Dedeciğim



80 yaşında gözlerini bir daha açmamak üzere kapattı dedeciğim. Morgda son kez yüzüne bakarken, artık sen hiç olmayacak mısın şimdi diye düşünüyordum. Dingindi ve çok güzeldi yüzü, pamuk gibi mis gibi...
Son bir sene de hatırlamıyordu artık çoğu şeyi. Bayramda konuştu bizimle en son. Ondan bir önceki gidişimde ise "yemek ye kızım" demişti bana. Çünkü eve gelen herkesin karnı doysun isterdi. Hatırlamayan hali ile bile ki bence o an tanıdı, karnımı doyurmamı istemişti. Ne zaman toplanılsa kocaman masalar kurulur, bizlerin en sevdiği menü hep evinde hazır olurdu. Yiyin yiyin derdi. Kendisi de yemeyi çok severdi. Evde o varsa üç öğün yemek kesinlikle yenirdi. Özellikle tatlıya ve kahveye çok düşkündü. Yemekten sonra "kahve yapayım sana dede" derdim hemen tamam derdi ve double isterdi. Ama biz büyüyene kadar, bize asla kahve içirtmedi. Çocuklar kahve içmez olmaz diye karşı çıkardı. Yıllarca Almanya'da çalışmıştı. Almancayı çok iyi bilmesine rağmen tek kelime etmezdi. Ülke ülke gezmişti ama hiç anlatmazdı. Koyu Fenerbahçeliydi ve tüm torunlarını Fenerbahçeli yapmaya çalışırdı. Erkek kardeşim Kartal'ı  yanına alır en büyük fener tamam mı, git babana öyle söyle derdi. Kartal'ın hangi takımlı olduğu doğuştan diğer dedem tarafından belirlenmişti aslında. Bahçe işlerinden çok iyi anlardı. Köyden taze meyve sebze ile beslendik yıllarca sayesinde. Bir kere hepimiz onlardayken salatalık partisi vermiştik resmen. Koca bir çuval salatalığı annem ve teyzemler tek tek soyup, tuzlayıp dağıtmışlardı. Ama ne yemek anlatamam size, tazecik mis kokulu kütür kütür. Dedem sayesinde evimiz karpuz tarlası gibiydi. Karpuz ekerdi, arada bizi de götürdü. Karpuzlar olduktan sonra ömürlük karpuz olurdu evimizde. Bizim eve kapıdan adımını atan "ay mis gibi karpuz kokuyor " derdi. Yazın köye gittiğimizde buğday dağlarının içinde kaybolurduk. Bahçeye kamyon gelir tüm buğdayı bir alana dökerdi, biz yaramazlar içine dalardık hemen. Köy akşamlarında muhakkak mangal yakardı bize. Yemek pişirmeyi de ayrı severdi. 

Bir yaz kuzenimle bizi köye götürmüştü. Ananem kuzenim ben dedem. Yolda giderken bizi eğlendirmek için şarkı söylemişti. Mükemmel yollardan geçmiştik. Bir çeşme yanında piknik yapmıştık. 

Hastalanan torunlarına ispirto sürdüğünü hatırlıyorum. Bir kere çok ateşlenmiştim. Tüm vücuduma ispirto sürüp ateşimi düşürmüştü. 

Aynasını fırçasını alıp, eski usül tıraşını yapardı. Aksiliği ile de tanınırdı. Kafasına yatmayan, hoşuna gitmeyen bir şey olursa kaç oradan :) Erkek torunlarının saçını azıcık uzun görse hemen tıraşa götürürdü. Hem de baya kısa kestirirdi. :)

Bazı adet ve usüllere karşı çok hassastı. Örneğin su istedi ve ona götürüyorsun, bardağı yanlış yerden tuttuysan yandın :) Ne öğretiyorlar okulda size diye başlardı. Alttan tutacaksın diye doğrusunu öğretirdi. Veya çay dolduracaksın bardağa, mesafesini yanlış bıraktıysan da yandın :) Bu gibi bir çok kuralı öğretmiştir bize canım dedeciğim.

Ölüm haberini ilk aldığın andan sonraki bir kaç güne kadar insan ufak bir şok geçiriyor sanırım. Acısı dindi diyorsun ama olmaz burada kalsın gitmesin diye kahroluyorsun. Ne düşüneceğini ne hissedeceğini şaşırıyorsun. Ahhh görsem yine görsem diye görmek istiyorsun. Sonra insanlar geliyor seninle konuşuyor. Bir bebek şebeklik yapıyor gülüyorsun. Kendine kızıyorsun, o da olsa ne severdi şimdi diyorsun. Yine insanlar, yine kalabalık, herkes bir şey diyor. Başka bir telaş başlıyor. Nasıl yapacağız, kim hangi görevi üstlenecek halledecek. Bitmeyen prosedürler derken, yorgun düşüp, üzüntünü başka duyguya evriltiyorsun. Yapmayacağın işleri sırf acıyı hissetmemek, sevdiklerini de üzmemek için yapmaya başlıyorsun. Yemek yapmayı pek bilmeyen ben, kaç çeşit yemek yaptım sayamıyorum. Bir günümü sadece yemek yaparak geçirdim, durmadan pişirdim ama durmadan... Çok sonra neden böyle yaptığımı anladım...Acı yok olsundu, gitsindi, bitsindi.

Şimdi buralarda bedenen bulunmasa da tüm öğrettikleri ve neşesi ile bizimle. Ki bana hala oraya  gitsem onu görecekmişim gibi geliyor. 

Huzurla uyu dedeciğim. Sevdiğin Trakya'dasın. Seni hep çok sevdim, seninle hep çok güzel vakit geçirdim. Işık ile uyu. Biz burada seni asla unutmuyor ve tüm güzelliklerin ile seni sonsuz kere yad ediyoruz. İyi yaşadın, iyi ki bizimleydin, iyi ki....


Dada





Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Dedenizi kaybetmenize ben de üzüldüm. Ben de bir dedeyim (69) Başınız sağ olsun. Allah dedenize rahmetiyle muamele eylesin. Işıklar içinde uyusun.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amin inşallah. Çok teşekkür ederim 🙏

      Sil
  2. Başınız sağolsun, dedenizin mekanı cennet olsun. Rahmetli babamda çocukluğumda beni ateşlendiğimde ispirto ile ovardı, yazınız bana da bunu hatırlattı, Ölenlere rahmet olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizde Trakya'lısınız, sanırım daha çok onlarda oluyor :) Çok teşekkür ederim.

      Sil
  3. başın saolsun. ya dedeni çok gülümseyerek okudum vallahi yaaa ne hoş biriymiş >:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    2. Çok orijinal bir insandı :) Çok teşekkür ederim Deep.

      Sil
  4. Çok üzüldüm, Allah rahmet eylesin sevgili Dada, ne kadar güzel anlatmışsın sen onu.... Sayende biz de tanıdık sevdik <3 Huzur içinde uyusun....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum. Amin inşallah 🙏

      Sil
  5. Başınız sağolsun, ardından böyle güzel cümleler kurduran dedeye rahmet diliyorum, mekânı cennet olacaktır, inanıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum. Amin inşallah 🙏

      Sil
  6. Başınız sağolsun. :(
    İnsanın sevdiklerini kaybetmesi sarsıcıdır. Tek teselli böyle iyilikle anılacak olması.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız beni geliştirir.

Popüler Yayınlar