Nazım Hikmet'e Dair
Bugün 3 Haziran, sevgili Nazım Hikmet'in ölüm yıl dönümü. Şiirleri ve yaşamı ile ülkemizde en etkileyici yeri olan şairlerden biri. Devrimci ruhu, sonsuz ve coşkulu aşkları mısralarından fışkırır ve sizi kalbinizden vurur. Birçok şiiri şarkı olmuş bize dost sohbetlerinde,aşk sarhoşluğunda-acısında,mücadelede eşlik etmiştir. Mavi Gözlü dev filminde nelerle mücadele ettiğini ve yılmadığını, asla vazgeçmediğini görürsünüz. Ülkesinden sürgün edilmiş,bir vatan sevdalısıdır. Yıllar önce şiir kitabını almıştım, içinden bir cd çıkmıştı. Cd de onun sesinden kayıt edilmiş şiirler ve söyleşi vardı. Canım şiir çektikçe kitaplıktan alır, önüne çöker birkaç şiirini okurum. Ne güzel sevmiş, ne güzel mücadele etmiş. Hem aşkı hem de vatan aşkı için. Şiirlerini okurken, sanki satırlar bana yazılmış gibi hissetmeye çalışırım. Ne şanslı derim, bu satırlar yazılan kadın. Ve ne şanslı bu satırlar yazılan güzel ülke.
İçinde Cd'si olan kitap |
Huzur içinde uyu Nazım Hikmet. İyi ki yazdın, iyi ki yaşadın...
Aşağıya sevdiğim şiirlerinden bırakıyorum ve sevgili Hasan Hüseyin Korkmazgil'in o muazzam şiiri,
"yıllar var ki ter içinde
taşıdım ben bu yükü
bıraktım acının alkışlarına
3 haziran '63'ü
bir kırmızı gül dalı
şimdi uzakta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
yatıyor oralarda
bir eski gömütlükte
yatıyor usta
bir kırmızı gül dalı
iğilmiş üzerine
okşar yanan alnını
bir kırmızı gül dalı
nâzım ustanın"
Mavi Gözlü Dev
“O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan bir ev.
Bir dev gibi seviyordu dev.
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruli
hanımeli
açan evin”
Yaşamaya Dair
“Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.”
Yine Sana Dair
“Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini,
Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin,
Sende uzaklığı,
Sende; ben, imkansızlığı seviyorum.
Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine
Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli,
Ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin.
Sende, ben, imkansızlığı seviyorum,
Fakat asla ümitsizliği değil…”
Seni Düşünmek
“Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil
Şarkı söylemek istiyorum…”
Hoş Geldin Kadınım
“Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını bastın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam..
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.”
ÇEKİLMEZ BİR ADAM
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum
Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Yine her seferki gibi haksızım
Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet
Fakat elimde değil
Seni kıskanıyorum.
( Bu şiir Volkan Konak ne güzel söyler ama...Onun sesinden dinleyin)
içim dışım deniz,
ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında,
budak budak, serham serham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında,
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril.
Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil
Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var,
Yüz bin elle dokunurum sana, Istanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir.Şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, Istanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında,
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında
Nasıl güzel bir adam değil mi? İyi ki geçti bu dünyadan...
YanıtlaSilİyi ki geçti de aşkımıza, mücadelemize eşlik etti :)
Silbir de davet adlı ünlü şiiri vaar :)
YanıtlaSilTüm şiirleri harika değil mi ama :)
SilÇekilmez bir adamı okurken Volkan Konak beynimde seslendirme yapıyordu, ardından da mimoza çiçeğim şarkısı çalmaya başladı içimde. :D
YanıtlaSilİnan benimde öyle oluyor :)
SilSaçları saman sarısı, kirpikleri mavi... Anısına saygıyla büyük şairin... Size de teşekkürler, ne güzel bir paylaşım :)
YanıtlaSilBen teşekkür ederim :)
SilBende hemen hemen her şiirini seviyorum :)
YanıtlaSilSadece bir gün değil, her daim anılacak, adı geçecek şairlerdendir Nazım..
YanıtlaSilRuhu şad olsun.. @>------
Kesinlikle öyle :)
SilUzun zamandır buralarda olmadığım için kıymetli dostlarımın bloglarında ne kaçırmışım diye bakıyordum.
YanıtlaSilBu yazıyı görünce hemen durdum.
Şiiri, şairlerimi çok severim.
Özellikle de Cumhuriyet Şairleri'mi.
Nâzım Hikmet'te onlardan biri.
Hayatımda çok çok özel bir yere sahip.
Ne zaman en sevdiğim şairi sorsalar içimde bir yerlerde ,cevap o olsun ya da olmasın, ona karşı hep bir kayırma vardır. Nâzım Hikmet kesinlikle her zaman bir cevaptır.
Nâzım bir devrimdir.
Nâzım bir özgürlüktür.
Nâzım bir Vatan Şairi'dir.
Nâzım ne güzel bir insandır!
Çok kıymetli bu yazın için çok kıymetli sana çok teşekkür ediyorum Sevgili Dada! 🌸
Ahhh ne güzel yazmışsın... Nazım hepimiz için ne kadar da ayrı bir yerde. Bunu görmek bana mutluluk veriyor:)
Sil