Tatlı Hayat Varmış Bir Zamanlar



Son zamanlarda  akşamları, televizyonda izlemek için yeni bir alışkanlık edindik. Eski bir dizi olan Tatlı Hayat’ı izlemeye başladık. 2001-2004 yılları arasında yayınlanan baş rollerinde Haluk Bilginer ve Türkan Şoray’ın oynadığı komedi dizisi. Haluk Bilginer’in enerjisi muazzam.Türkan Şoray ise nasıl kibar, nasıl masum. Severek takip ediyoruz. Akşamlarımızı şenlendirdi.

 

Bu akşam ise  izlerken aramızda şu sohbet döndü;

 

“Türkçe’yi ne kadar güzel konuşuyorlar değil mi? Nasıl da kalite espriler ama. Aaaa bak arkada şarap ve viski şişeleri ile kadehler var…”

 

Bu muhabbetimiz bittikten sonra ise yazmak istedim.

 

Biz nasıl bu hale geldik?

 

Televizyonda izlemek zorunda bırakıldığımız şeyler resmen felaket. Özellikle eski işleri izledikçe daha da yüzüne vuruyor insanın. Gündüz kuşaklarından bahsedemiyorum bile. O yemek programları yemek yerine kaos izletiyor. Dedektifçiliğe soyunan, kendi cahillikleri üzerinden yargı dağıtan, mahremiyeti olması gereken aile meselelerin hepsinin ortaya döküldüğü, ahlaksızlığın alıp başına gittiği  Müge ve türevleri tarafından sunulan berbat kayıp aranıyor programları ise tamamen çürümüşlük.

 

Akşamları ise dizi diye aşiret ağaları güzellemesi yapıyorlar. O da yoksa bulmuşlar bir tane yazar ( psikolog) her kanal onun bir kitabını dizi yapmış, dram pompalayıp duruyorlar.Hayır o da yoksa tarihimizi ne kadar anlattığını asla anlayamayacağımız savaş dizileri çekmişler. Fon müziği eşliğinde ahkam kesen kıllı adamları izletiyorlar.

 

Bir de Acun medya var tabi. Bunu asla es geçmemek lazım. Adam hem program yapıyor onu izletiyor. Az buz saatlerde değil hem de. Sonra da futbol programı gibi tek tek oyuncuları eleştirttiği başka bir programı izletiyor, yine saatlerce. Yarışma programı adını verdiği şeylerde de yarışmadan başka ne ararsan var. Dallas yanında halt etmiş. Kaos mu ararsın, entrika mı, aşk mı… Göz kanaması, beyin yanması…

 

Yukarıya eklenecek bir sürü şey daha var. Ama başka bir ş durumdan daha bahsetmek istiyorum.Eskiden yapılan işlerden.

 

Mesela şu anda televizyonda bir komedi dizisi yok. Ülkecek gülmemek gerektiğimize bile karar vermişler. Zaten gelen faturalardan sonra kimse de gülecek hal kalmadı.

 

Yine eski dizilere dönecek olursak. Öncelikle güzel bir konuları ve vermek istediği mesajlar olan işlermiş. Yani eğlence ise sonuna kadar eğlendirmişler. Türkçe’yi çok düzgün bir şekilde konuşmuşlar. İzlerken insan özeniyor, nasıl güzel konuşuyorlar diye. Kaliteli espriler yapmışlar, uzatmadan temiz zeka işi espriler ile güldürmüşler bizleri. Kadın  erkek eşitsizliğini korkmadan eleştirmişler. Gündemdeki absürd olaylara harika göndermeler yapmışlar. Özgürce içki içmişler, saçma sapan  şekilde bardakları buğulamamışlar.

 

Şimdi ise bolca kadına şiddet ama içki bardakları buğulu. Şiddet gerçek, içki yasak yani.

 

Hadi biz (90’lar) ve bizden sonraki nesil artık televizyon izlemiyor. Online platformlar da gerçekten kaliteli işler var. En azından kendi kararımızla izliyoruz veya izlemiyoruz. Ama bizden önceki nesiller için böyle bir durum pek de mümkün olmuyor. Onların oturmuş bir televizyon kültürleri var.Çoğu zaten ( anane-dede grubu) kullanmayı bile bilmiyor. Bazıları televizyonu bile başkalarına açtırıyor. Doğal olarak ne varsa onu izlemek zorunda kalıyorlar.

İzledikleri şeyler ise, yukarıda bahsettiğim çürük işler.

 

İleri gitmek, gelişmek, güzelleşmek yerine nasıl da geriye doğru gittiğimizi on dakika televizyon izleyerek analiz edebilirsiniz.

 

Ahh nerede o güzelim Avrupa Yakası, nerede o Yedi Numara… Nerede kaybettik bütün bunları…



 

 

 

 

 

 


Yorumlar

  1. Komedi dizisi olmaması gerçeği! Okuyuncaya kadar farketmemiştim. Çok fena.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle ama gerçekten yok...
      Gülmeyi yasaklamışlar ya da ayıpmış gibi...

      Sil
  2. o zamanlar TV bile kaliteliymiş... Büyük resme bakınca geldiğimiz nokta korkunç...

    YanıtlaSil
  3. Selam Tatlı hayatı arada bende izliyorum. Televizyon yayınlarında maalesef kalite yok. Denetim yok eğitici yönü yok. Zaman geçirici bir araç ben film seviyorum. Ya da yabancı dizileri. Bazen müzik programı trt müzik. Gündüz açmıyorum. Yazın çok takılmıyorum. Çünkü hayat dışarıda geçiyor. Bir ya da iki takip ettiğim dizi var. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Takip edilecek kalitede bir iş yok televizyonlarda maalesef. Ben açınca iki dakika bile tahammül edemiyorum.

      Sil
  4. Bana izlediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.... durum bu.

    YanıtlaSil
  5. Eskiler her daima güzeldir, bende eskiler arasında dolaşıp duruyorum..

    YanıtlaSil
  6. Gerçekten de yazıdan sonra şöyle bir oturup düşündüm ve ailece hangi diziyi izleyebiliriz diye:) Tek bir tane aklıma gelmedi... Eski diziler harikaydı ama yeniden izlerken ben o eski tadı alamadığımı fark ettim .. Mutlu haftasonları:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bense inanılmaz zevk alıyorum eski dizilerden :)

      Sil
  7. Eskiden az ve öz diziler olurdu. Şimdi ekran dizi çöplüğü. Reyting kurbanı birbirinin aynı olan diziler. Sebep ne .. izleniyor.

    YanıtlaSil
  8. seksenler adlı dizi de güzeel :)

    YanıtlaSil
  9. Artık televizyonu neredeyse hiç açmaz olduk. Yalnızsam ve akşam yemeği yiyeceksem tam o saatlerde Teve2'de Kelime Oyunu yarışması oluyor. Onu seviyorum. Bir de TLC'de güzel birkaç program oluyor. Denk gelirsem, dikkatimi çekerse izliyorum. Kaliteli içerik kasti olarak ekrana sokulmuyor artık.

    YanıtlaSil
  10. Kelime Oyunu'na bir ara kardeşimle fena sarmıştık. Baya eğitici ve eğlenceli . Ben tabletten dizi açıyorum bir şeyler yerken genelde :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumlarınız beni geliştirir.

Popüler Yayınlar