BOMBSHELL VE TACİZ
Bombshell filmini izledim. Hatta taze bitirdim.İçimdekiler soğumasın diye de hemen bilgisayarımın başına oturdum.Uzun zamandır merak ediyordum fakat, kafam sakinken tek başıma izlemek istemiştim. O da bugünmüş. Çok fazla uzatmadan yeniden bu yazımı okuyan tüm kadınlara YALNIZ DEĞİLSİN ve ASLA YALNIZ YÜRÜMEYECEKSİN diye haykırmak istiyorum.
Film gerçek bir olaydan uyarlama.Fox News’ deki kadın çalışanlara yapılan cinsel istismarı konu
alıyor.Kanalın kurucusu ve Ceo su olan Roger Ailes’in kadınlara terfi vermek
için yaptırmak istediği türlü türlü cinsel fantezilerini konu alıyor. Ve
sonunda kanal spikerlerinden Gretchen
Carlson’ın işten kovuldaktan sonra cinsel taciz davası açması ile olaylar
büyüyor. #Metoo hareketinden bir sene önce başlayan olaylar tıpkı #metoo gibi
bende taciz edildim diyebilen kadınlar sayesinde Roger Ailes’in tacizci olduğunu
kanıtlıyor. Kanal özür diliyor ve 65 milyon euroya yakın tazminat ödüyor.
Film, bu olaylar
yaşanırken kadınların kendi içlerinde ve de kendi aralarında yaşadığı döngüyü
anlatıyor. Filmin yorumlarını ve eleştirilerini okudum. Bence ne olursa olsun
böyle bir film çekmek bile takdire şayan. Biz kendi ülkemizde çekebiliyor muyuz
böyle filmler tabiki, hayır. Belki bizim bilmediğimiz neler neler yaşanıyor
büyük büyük kanallarda. Tabiki ben taciz
olayını tek bir sektöre indirgemeyeceğim.Bir haber kanalında olması sadece
emsal teşkil ediyor. Filmi ve oyunculukları beğendim.Oynayan kadınlar da
Charlize Theron, Nicole Kidman ve Margot RobBie olunca çok başarılı bir iş çıkmış ortaya. Netfix de
izleyebilirsiniz, özellikle kadınlara tavsiye ederim.
Şimdi gelelim filmin
bende uyandırdığı dolu dizgin hislere. TACİZ diye kocaman çirkin bir gerçek var
kadınların hayatında. Hemen hemen her
kadın hayatında en az bir kere ama iş yeri olsun olmasın, tacize uğramıştır.
Otobüste uğramıştır,cafe de uğramıştır,parkta uğramıştır,barda uğramıştır,
yolda uğramıştır,iş yerinde uğramıştır….Sonu yok. Ama kıyısından köşesinden bir
yerden uğramıştır.İlla fiziksel olmasına gerek yok, sözlüsüne de uğramıştır.
Ne acı değil mi?
Filmde dikkatimi çeken
en derin şey; tacize uğrayan kadınların isimlerinin bu olay ile anılmasını istemedikleri
için susmayı tercih etmiş olmaları. Kariyer yapmış, büyük işler başarmış
kadınlar yıllar önce başlarına gelen olaydan çekiniyorlardı. Tacize uğramak
kadının suçuymuş gibi lanet, sinsi bir korku vardı. Erkek egemenin iğrenç
baskısı. “Hayır demedi, eteği kısaydı, göğüsleri gözüküyordu,kırmızı ruju
vardı, bacak bacak üstüne atmıştı,bana öyle bir bakış attı ki… bla bla bla
bla…”. Ve en sonunda bunların duyan kadının kendini suçlu hissetmesi. “Acaba
ben mi sinyal verdim” endişesi ve depresyonu.Yalnız kalması, birine
anlattığında ise ona yapışacak olan tacize uğrayan mağdur kadın etiketi. Ha bir
de çoğu insanın inkar etme durumu. “Aaaa bilmem ne bey mi, ah o hayatta yapmaz,
iftiradır o iftira. Ahh bu kadınlar yok mu ne şeytan, ne şeytan.”. Nihayetinde
suçlu bulunmaya çalışılan “ya sus, ya bas git,işine geliyorsa”denilen kadın
oluyor.
Hemcinslerimiz ve karşı
cinsimiz tarafından bir güzel susturulmaya çalışılıyoruz kadın kardeşlerim. Boyun
eğelim, onlara itaat edelim istiyorlar.Ama bilmiyorlar ki gerçeklerin er geç
ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Tıpkı Bombshell de olduğu gibi. Bir kadın
konuşmaya başladı ve devamı çorap söküğü gibi geldi.
Düşüneceksiniz ki onlar
zaten büyük insanlar ve bunun verdiği cesaret ile yapabildiler. Doğru, çok
doğru. Arkalarından gelecek bir sürü insan olduğunu tahmin ediyorlardı. Hatırı
sayılır kitleleri vardı. Ama şunu unutuyoruz. Hiç biri kimin gerçekten doğrunun
ve haklının yanında olacağından emin değildi ve en başında hepsi yalnızdı.
Çünkü insanlar genelde haklının yanından olmaktan ziyade güçlünün yanında
olmayı tercih ederler.
Ama biz kadınların çok canı yandı. İçimizde
bastıracak yerimiz kalmadı. Susmaya gücümüz kalmadı. Herkes bilsin, herkes
görsün istiyoruz bu adileri.Kırmızı ruj sürdük diye tacize ön ayak olma korkusu
yaşamak istemiyoruz. En önemlisi yaftalanmak, etiketlenmek istemiyoruz.
Kendi sevgili ülkemde
kadınlar ölümüne susuyor, ölümüne korkuyor. Belki tacizcisinin yüzüne her gün
bakıyor, dişlerini sıkıyor, ama susuyor. Korkuyor, itilmekten, yok sayılmaktan,
haklıyken en haksız ve en günahkar olmaktan.
Biri elini
kaldırdığında, arkasından nelerin gelebildiğini gerçek olaylardan uyarlanan bu
filmde gördük. Demek ki birlik olunca oluyormuş.Demek ki bir elin nesi var
değil esas iki elin sesi varmış demekmiş olay.
Haydi artık ellerimizi
havada buluşturalım, birbirimizi koruyalım, yanındayım korkma diyelim.Kimseyi
yargılamayalım. Kimsenin susması için sebep olmayalım. Destek olalım.İçimizdeki
Zeyna’yı yüceltelim. Kadın olduğumuz için saklanmayalım. Esas kadın olduğumuz
için ortaya çıkalım. Birileri saklambaç oynamak istiyorsa onları el biriliği
ile sobeleyelim. Ama asla yalnız yürümeyelim.
Her zaman omuz omuza,
her zaman yan yana olalım.
Teşekkürler Bombshell.
Teşekkürler susmayan,
direnen kadınlar.
Sevgiler,
DADA
Ülkemizde bu konuda kadınlar eskisi gibi değil, sesleri daha gür çıkıyor ama ülkenin durumu belli... Kadın sesini çıkarıyor ama olan yine kendine oluyor, garip ve kabul edilmez bir döngü var.. Ama bu günlerde illa bitecek..
YanıtlaSilBitecek bende inanıyorum ama öncelikle birlik olmamız lazım. Teşekkür ederim.
SilAslında bak metinde sen bile demişsin “her kadının bir taciz hikayesi mutlaka var, ya otobüste ya işte vs”. Aslında sorun biraz da burda, bu genellemeyle biz bunu aslında normalleştiriyoruz. Hiç unutmam eşimle bu konuyu konuşuyorduk ve ben “tabii ki her kadın tacize uğruyor bi şekilde..” diye bir ifade kullandım ve eşim zınk diye durdu “ne?” dedi. İşte otobüste sürtünürler dokunurlar laf atarlar. Eşimin gözleri falan büyüdü inanamadı bunu bu kadar basitçe anlattığıma ve dedi ki “hayır her kadına olmuyor hatta burda çok nadir olur bu tip şeyler, bu yaşadıkların sana nasıl ağır gelmedi, nasıl travma yaratmadı?” O zaman gülmüştüm ayol bizde her gün yaşarsın bunları, hiçbişi yaşamasan yolda yürürken yavrummm diyen biri mutlaka çıkar falan dedim ama içime bir kurt düştü. Sonra 2-3 sene boyunca karşılaştığım her kadına sordum sana oldu mu falan, yok, hepsinde de eşimle aynı tepki! O zaman anladım ki haaaa dur bakalım, bu bizim toplumda bir sorun ve biz bu sorunu daha en küçük haliyle kabullenmiş normalleştirmişiz. Otobüste diğer kadınlara yanaşmışız, sokakta laf atılınca duymamazlığa gelmişiz, biri bize elleyince utanan olmuşuz, acaba ben mi neden oldum vs vs.. Sorun bence kadınların bırak tacizi daha insan olarak kendine güvenememeleri… Şimdi şimdi biraz kadınların sesi çıkmaya başladı ama bu sefer de ne oldu sesi çıkanı dövmeye öldürmeye başladılar. Medyanın STKların politik önderlerin bu konuya eğilmeden bu konınun değişmesi mümkün değil….
YanıtlaSilNe yazık ki bizim ülkemizde en normal olmaması gereken o kadar normal ki. Ülkeyi yöneten bakanlar bile "bir kereden bir şey olmaz" diyebiliyor. Bu durumun utanmadan kamuoyuna açık bir şekilde ifade edilebildiği ülkeden ne beklenir ki. Ben kadınlarımızı birlik olmaya, ortak duruş sergilemeye, ne olursa olsun hemcinsinin arkasında durmaya davet ediyorum. Çünkü onlar yan yana.En berbat olayı yaşadıklarında bile vicdansızca yan yanalar. Biz onlardan daha güçlüyüz. Beraber olduğumuzda karşımızda kimse duramayacaktır.
SilTeşekkür ederim yorumunuz için, sevgiler.
hıms piku izleriiiim :)
YanıtlaSilTavsiye ederim canım :)
SilCeren'in yorumda bahsettiklerini şaşkınlıkla okudum. Ben az ya da çok tüm ülkelerde kadınların aynı durumda olduğunu düşünüyordum. Özellikle gençken muhakkak tüm kadınların küçük büyük tacizlere maruz kaldığını sanıyordum. Birçok kişiden teyit ettiğine göre olay sandığım gibi değilmiş. Biz bu konuda epeyi fena durumdaymışız ve ne acı ki kanıksamışız. Bilhassa çok gençken sesini çıkaramamak bizleri zamanla daha da kabuğumuza çekilir duruma getiriyor. Birlik olmamız gerektiği gibi gençlere de ayrıca destek ve rehber olmalıyız.
YanıtlaSilAçıkçası bizde daha fazla olmak ile birlikte diğer ülkelerde de tacizin fazla olduğunu düşünüyorum.
Sil