The Queen’s Gambit

 

Ben lisedeyken, kız kardeşimde orta okuldayken öğrenmiştik satranç oynamayı. Daha doğrusu kız kardeşim bana öğretmişti. O dönem çok zevk almış, baya da oynamıştık.  Sonrasında oyunu diğer sıkıldığımız oyunlar gibi kaldırdık rafa. Geçen sene bir deneyelim dedik pek sarmamıştı. Şimdi bu diziyle satrancın bir oyun olmadığını, oyundan çok daha fazlası olduğunu anlamış oldum.

Diziyi bir solukta bitirdim ve çevremdeki herkese ısrarla tavsiye ettim. Güzellik bulaşıcı olmalı. Anya Taylor-Joy nasıl da muhteşem oynamış. Hayran kaldım oyunculuğuna.Soğuk kanlı, durgun ter temiz bir oyunculuk.

Beth yani baş rol oyuncumuz daha küçükken annesi intihar eder. Beth ile aynı araba içindeyken başka bir arabaya çarpar. Küçük Beth kazadan hiç yara almadan kurtulur ve bir yurda yerleştirilir. Orada güzel karşılanır. Beth çok konuşkan olmamakla birlikte kazadan sonra iyice içine kapanan bir kız olmuştur. 

Yurtta kalan kızlara günlük iki doz sakinleştirici hap veriliyor o dönemlerde. Beth bir müddet sonra o haplardan yeşil olanın bağımlısı oluyor. Yeşil hap onu daha sakin kılıyor ve zihnindeki düşüncelerin düzenlemesine yardımcı oluyor. Satranç hamlelerinin çoğunu bu hapı kullandıktan sonra tavanda oynayarak hazırlıyor. Yurtta ona satrancı öğreten yurdun yaşlı hademesi oluyor. Beth'in yeteneğinin farkına varan Mr. Shaibel onu satranç kulübü ile tanıştırıyor. Daha sonra Beth evlat ediniliyor. Beth'i evlat edinen ailede  oldukça problemli bir evliliğe sahip. Baba ortadan kayboluyor, anne sürekli hasta oluyor ve Beth de kendi başının çaresine bakmaya başlıyor. Turnuvalara katılıyor, paralar kazanıyor, kendine hem harika kıyafetler alıyor hemde o yeşil haplardan. Anne bir müddet sonra Beth'in yeteneğinin farkına varıyor ve birlikte turnuvalara gidiyorlar. Hem çok iyi arkadaş hemde güzel bir ortak oluyorlar. Anne daha sonra hepatit den ölüyor.



Beth büyük bir azimle yoluna devam ediyor. Aşırı alkol kullanıyor ama katıldığı her maçı ustalık ve soğuk kanlılıkla kazanıyor. Tüm dünya onu tanıyor, gazeteler, dergiler ondan bahsediyor. Borgov adında Rus dahisi satranç ustasından çok korkuyor sadece. Onunla girdiği maçlarda, yeniliyor. Korkulu rüyası oluyor ve dizininde sonunda Beth Rusya ya şampiyonaya davet ediliyor. Gitmeyi hem çok istiyor hemde çok korkuyor. 

Beth Rusya ya giderken Amerikanlar yanına bir de ajan gönderiyorlar. Dizi soğuk savaş zamanlarında geçiyor. Beth Rusya da zamanın en iyileri yarışacak.Korkuyor, yalnız kalıyor, kendini tecrübesiz ve beceriksiz hissediyor. 

Ama Beth zamane savaşçısı asla pes etmiyor. Oyunun sonuna kadar yılmadan oynuyor, tüm ülke şampiyonlarını yorulmadan yeniyor.En sonda Borgov ile oynayacağı maçta eski satranç arkadaşları ona ulaşıyor ve yardım ediyorlar.Ve Beth Borgov'u da yeniyor.Yenildikten sonra Borgov'un genç kıza sarılıp onu tebrik etmesi harika bir sahneydi.

Dizi aslında erkek egemen bir dünyada kadın olarak yılmadan mücadele ettiğimiz de başarabileceğimizi gösteriyor. Beth onca erkeğin arasından tek kadın olarak yılmadan mücadele ediyor ve soğuk kanlılıkla onları alt ediyor. Kadınlığından asla vazgeçmiyor, erkeklerin içinde diye onlar gibi olmaya çalışmıyor. Olmaktan zevk aldığı kişi olmayı tercih ediyor. Ve söylemeliyim ki dizi boyunca giydiği her kıyafet inanılmaz güzeldi. Elbiseleri saçı, makyajı olağan üstüydü. Biz kadınlar genelde erkeklerin yoğunlukta olduğu ortamlarda onlara benzemeye başlıyoruz. Ama Beth bize böyle olmaması gerektiğini gösteriyor.

Ve kazanma hırsı. Bir kere kazanmaya başladığınız da kaybetmek dünyanın en kötü şeyi olur.Çünkü herkes sizin on kere kazandığınızı değil, bir kere kaybettiğinizi hatırlayacaktır. Özellikle kadınsanız odak noktaları direk o olacaktır. Kazanmaya başladığınızda bir daha kaybetme lüksünüz olamaz. Ve kazanmak insana öyle bir kibir getirecektir ki eğer kazara bir kere kaybederseniz psikolojik çöküşe geçmeye başlarsınız. 


Dizi kazanma hırsı, satranç, akıl oyunları, soğuk savaş ve kadınlar üzerine çok fazla güzelleme yapmış. Ben bayılarak izledim. Keşke hep böyle dolu dolu yapımlar olsa. 

Umarım sizde severseniz. İzleyenlerin yorumlarını beklerim.

Sevgiyle...


Yorumlar

  1. aynı oyuncunun the miniaturist adlı dizisi de izleniir, gizem ve dönem dizisii :)

    YanıtlaSil
  2. Dediğin kadar varmış, efsane..

    YanıtlaSil
  3. film kapağıda çok ilginç :)

    YanıtlaSil
  4. Fazlasıyla merak ettiğim bir dizi, en kısa zamanda izlemek istiyorum.
    Başrol kadının oyunculuğu çok güzel değil mi? The Miniaturist adlı dizisini izlemiştim. O dizisi de çok güzeldir, tavsiye ederim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle tavsiye ederim. Bende sizin önerinize bakacağım, çok teşekkür ederim :)

      Sil

Yorum Gönder

Yorumlarınız beni geliştirir.

Popüler Yayınlar