Biz masal mıyız?

Bir varmış, bir yokmuşla başladı her şey. Bizlere çoğu zaman uyumamız için okunulan masum eserler dizisi...Rüyalarımızda gördüğümüz, hayalini kurduğumuz hayatın kurgusu...

Hepsinin başı bir vardı , bir yoktu... Güzel bir kız ve yakışıklı bir oğlan vardı muhakkak. Eninde sonunda evlenirlerdi. Muhteşem bir düğün, harika kıyafetler, olağanüstü yemekler...Onlar evlenince de mutlu son olurdu. Onlar erdi muradına , biz çıkalım kerevetine.

Ama onlar evlendikten sonra ne olduğunu hiçbir zaman öğrenemedik. Bakalım evlenince mutlu kalmaya devam ettiler mi? Geçim sıkıntısı çekmediler mi?  Mesela güzel kız, hiç bulaşık yıkamadı mı, yemek yapmadı mı, ütü yapıp , tuvalet temizlemedi mi? Veya yakışıklı oğlan , güzel eşine hiç yardım etti mi?  Onunla birlikte bulaşık yıkayıp, cam sildi mi? Yoksa sadece işe gidip, arkadaşlarıyla vakit geçirip , güzel eşinin huzurlu koynuna mı girdi?
Çocukları oldu mu, olmadı mı? Belki birinden birinin çocuğu olmuyordu. Ya da çocukları oldu ama hastaydı.Ya da ikiz,üçüz oldu.Ya da tek oldu ve ipe sapa gelmez yaramaz, uslanmazdı.

En fazla merak ettiğimde kızlar hep güzel,oğlanlar hep yakışıklı. Neden birinin yüzü sivilceli , birinin boyu kısa, biri tombul ya da aşırı zayıf değil?

Gerçeğe dönelim, ne kadar sıkıcı değil mi bu mutlu sonlar?

Hiçbirimiz çok güzel,çok yakışıklı değiliz. Anlatıldığı gibi mükemmel, kusursuz fiziksel özelliklerimiz yok. Karakterlerimiz de defolu. Çok iyi ve çok kötü de değiliz. Biraz iyi biraz kötüyüz sadece bu.

Evlenince hikaye bitmiyor. Beyaz atlı prens her gün atıyla gezdirmiyor bizi. Attan doğru , mutfağa ve yatağa fırlatıyor.  O da işine gücüne bakıyor. Belki de beyaz atıyla yeni masallar başlatıyor.

Bütün bu anlatılan masallar evlilikle son buluyor ya. Bence öyle olmasını istediklerinden devamını anlatmıyorlar. Çünkü hikayenin devamı o kadar parlak değil. Eninde sonunda , ucundan kıyısından da olsa bize gerçeklerden bahsetmek zorunda kalacaklar.Evlilik eşittir mutlu son yapıyorlar ki öyle sanalım, sorgulamayalım.

Bizlerde o masallarla büyüdüğümüz için zannediyoruz ki evlenince çok mutlu olacağız. Yakışıklı erkeğimiz bizi asla bırakmayacak, gözlerimizin içine bakacak, aşk şarkıları mırıldanacak. Sonsuza dek sevecek, öpecek, okşayacak.
Hayallerimizi, geleceğimizi evlenince mutlu olacağımız üzerine inşa ediyoruz.  Gerçekler kabak gibi ortadayken, hayallerden bir duvar örüp asla yıkmıyoruz.

Evlendikten sonra mutlu olmayacağız demiyorum. Mutlu bir son olmayacağı, asıl hikayenin evlendikten sonra başladığını, gençlere asıl evlendikten sonra nasıl bir hayatları olacağından bahsedilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Körebe oynar gibi, evleniyorlar. Düğün gecesi , belindeki o kırmızı kuşak gibi gözündeki kuşağı da açıyorlar. Hoş geldin asıl dünyam.

Bir varmış bir yokmuştan, çamaşır, bulaşık,yemek,yatak denklemine hoş geldiniz. Çöz bakalım kaç bilinmeyeni var aralarında. Tabi bunları sadece güzel kızımız yaptığı için oğlanımız bu denklemde,etkisiz eleman. Sadece işler istediği gibi gitmezse denkleme baya etkili tokadıyla giren katsayı oluyordur.

Mutluluğu evlilik sananlar, salt hayatlarını o dört duvar içine sığdırmaya çalışan kadınlar.
Yalnız değilsiniz. Hepimiz öyle büyütülüyoruz. Çekirdek ailemiz bizi böyle yetiştirmese bile , "kapı komşun soruyor düğün ne zaman?"diye. Ya da arkadaşların evlenmeye başlayınca sıra hep sana geliyor. Öyle bir sıra ki arkandakiler üstünden atlayıp, sıranı kapıyorlar. Ama görünürde sıra hep sende.
İnsanlar aşık olabilir, evlenebilir. Gayet normaldir. Ama bunu hayatın amacı ve mutluluğun tek yolu olarak pazarlamak ahlaksal problemdir.  Masalları ve geleceği bu kadar gerçek dışı süslemek de ahlaksal problemdir. Küçücük kalplere kocaman yalanlar satmaktır.

Gerçekçi masallar olsun, kızlar çok güzel değil normal olsun. Erkekler çok yakışıklı değil sıradan olsun. Hayat endişeleri olsun. Onları nasıl çözdükleri anlatılsın. Bize yol göstersin, ilham olsun. Ayakları takılsın, düşsünler çok kere. Ama çok kerede kalksınlar, hemde kendileri kalksınlar. Onları kurtarmaya gelecek bir el beklemesinler. O el kendileri olsun, tutsun kaldırsın düştüğü yerden. Aşırı mutlu , aşırı iyi olmasınlar, pembe bulutlar olmasın.  Yaşamın pembe bulutlar üzerinde yürümek olmadığını, belki bulutu pembeye o boyayana kadar mücadele etmek demek olduğunu öğrensinler. Yaşamaktan zevk almayı anlatsın.  Emekten bahsedilsin. Emeğin bu dünyada ki en büyük güç olduğundan , emek verdiğinde her şeyi başarabileceğinden bahsetsin.

Bize gerçeklerden bahsetsinler, tamam biraz süslesinler ama gerçek olsun. Özellikle kadınlara evliliğin mutlu son olduğu masalını anlatmaktan vazgeçsinler. Onun bir son değil, yürünecek acı tatlı,uzun bir yol olduğundan bahsetsinler.

Bize mutlu sonları değil, yolda olmaktan nasıl zevk alacağımızı anlatsınlar. Yürümemize ve ilerlememize yardımcı olsunlar...

Bize mutlu sonlar değil, uzun yollar gerek.
İçinde aşk , acı , keder, hayal kırıklığı, kahkaha, sevinç, umut, mücadele,emek olan...
İçinde hayat olan!

Yorumlar

  1. ..belki ,öyle basma kalıp olacak ki ama ne kadar da beni anlatıyo��
    Ben de teyzem,annem ve annemin hadi ne zaman evleniyorum,evde kaldın falan gibi,ama gerçekten hiç abartmıyorum hemen hemen iki günün biri bu söylemlere maruz kaldım..
    Hep geç kaldığından konuşuluyordu.Sonra annemin arkadaşları da eklendi buna.Hadi ama bu kadın ne zaman torun sevicek...
    Sonra işte benimle 'evlenmek 'isteyen ilk kişi ile....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    2. Peki şimdi mutlu musun?

      Sil
    3. İçinde bulunduğum şartlar benim çok mutlu olduğumu söylüyor🤗💛

      Sil
    4. gerçekten mutluysan, çok şanslısın o halde...

      Sil
  2. eveeet amaaa işte seviyoz masalları özellikle perili olanlarııı :)

    YanıtlaSil
  3. Kesinlikle katılıyorum. Masallarımızı kendimiz yaratalım ama illa pembe panjurlar olmasın, benim mücadelem olsun.

    YanıtlaSil
  4. Bu yazıyı çerçeveletip asmalı, gelen geçen okumalı. Eleştirenler de eleştiriye uğrayanlar da. Hayal dünyasında yaşayanlar ve hayal hırsızlığı yapanlar da. Anneler ve babalar, erkekler ve kadınlar, herkes okumalı. Söylediklerine katılıyor ve ekleyecek başka bir şey bulamıyorum. Sevgi ve selamlarımla :))

    YanıtlaSil
  5. Masal dinlemek güzel ama aynı zamanda onların sadece bir masal olduğunu iyi bilmek gerek çok güzel anlatmaşsın

    YanıtlaSil
  6. Mutlu ve mutsuz sonlara hazırlayarak büyütülmeyen bir neslin şuanda ideallerine baktığımız zaman hayattan beklentileri gerçekten sadece bundan ibaret... Evlilik ve eşler yaşamın bir yoldaşıdır. Yaşamın ta kendisi değil. Yaşamın ta kendisi seni mutlu ve mutsuz eden olaylar bütünüdür. Sevdiğin ve sevmediğin şeyler ile baş etmek veya içinde sefa sürmektir yaşamın ta kendisi. Evlilik, eş ve çocuklar yaşamın parçasıdır. Hayatın merkezine insan kendini koymadığı müddetçe ne ailesine değer verebilir, ne çocuklarına, ne de yaşamına. Kendini seven, kendine değer veren insan ancak yaşamının her bir parçasına değer verebilir ve yaşamın ta kendisi ile tanışır. Ancak şöyle bir durum var ki ince bir çizgidir bu. Bir adım ötesi bencilliktir. Bir adım gerisi kendini unutmadır. Her zaman çizginin ortasında durmak lazım. Hakiki mutluluk için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel açıklamışşsınız, harikasınız :)

      Sil
  7. ne güzel söyledin..
    insan ezbere hayatlardan fazlasını deneyimlemeli ama çok acı çekmeden, çok kırmadan dökmeden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle öyle :)

      Sil
    2. Önce yazı, sonra yorumlar derken bana yazacak bir şey kalmamış ama :(
      Neyse o vakit bir şey uydurayım ve diyeyim ki...belki tüm o masalların yarımlığı, hayatın devamı içindir. Sonrasını net görmemek cesaret verir.
      (Oldu mu ki?)

      Sil
    3. ooooo baya iyi oldu hemde. Çok farklı bir açıdan baktınız duruma.

      Sil
  8. Altına ben de imzamı atabilirim, çok güzel yazmışsın. Ben yaşım 30'u geçince etrafımdakiler de sustukça evliliğin aslında bizi oyuna getirip başımıza çorap örme çabaları olduğunu farkettim. :)
    İlle de Olsun diye düşünmüyorum hiç, zmaanı gelince olacağı varsa olur diyorum kafayı ona yormayı bıraktım.
    Sadece kariyerime odaklıyım. Sırf evli olmak için herhangi biriyle olmayı doğru bulmuyorum lütfen kimse böyle yapıp hayatını karartmasın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel söylemişsin, bende senin söylediklerine imzamı atıyorum. :)

      Sil

Yorum Gönder

Yorumlarınız beni geliştirir.

Popüler Yayınlar